Page 358 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 358
Tasavvuf Sohbetleri 5 353
— Sen yeri görüyor musun?
— Görüyorum sultanım.
— Nasıl görüyorsun?
— Tam bizim bu alt istikametimizde bir çiftçi tarlasını sürüyor.
Öküzünün de belindeki kemerinin yarısı kara, yarısı alacadır.
Emrediyor:
— Oraya beni indir.
Kuş doksan derece yapıp oraya iniyor. Süleyman aleyhisselam
kuşu tarlanın kenarına koyup çiftçiye doğru gidiyor. Çiftçiyle ko-
nuşacak, bu memleket neresidir diye soracak. Çiftçiye doğru gider-
ken bir takırtı sesi geliyor. Çiftçi “ho” diyerek öküzlerini eğleyip
tarlanın kıyısına doğru koşuyor. Süleyman aleyhisselam da ona
doğru gidiyordu. Çiftçi tarlanın kenarına doğru koşunca çiftçiyi
takip ediyor. Çiftçi, kuş tuzağa düşmüş onu tuzaktan çıkarmak
istiyor.
— Ne yapıyorsun?
— Bu kuşu tuzaktan çıkaracağım.
Süleyman aleyhisselam:
— Bu kuş benim.
— Hayır, ben bu tuzağı çok zahmet çektim kurdum ki buna dü-
şen benim olsun. Senin niye oluyor?
Daha ona bir şey diyemiyor. Diyor ki:
— Ey kuş, sen zulmet mahallinde ben aşağıya baktım karanlık,
yukarı baktım karanlık. Sağa sola, her tarafa baktım, bir ışık göre-
miyordum. Sen yeri gördün, yerde çiftçiyi gördün, çiftçinin öküzü-
nün kemerini gördün. Sen bu tuzağı göremedin mi?
— Affet beni ya Nebiallah. Ben o zulmet mahallinde esma çe-
kiyordum, Allah’ı zikrediyordum. Allah’ın vermiş olduğu nurla
görüyordum. Burada Allah’ı unuttum, karanlıkta kaldım. Tuzağı
göremedim, tuzağa düştüm.
İşte böyle Allah’tan gafil olanlar daima karanlıktadırlar, zulmet-
tedirler ama Allah’tan ayık olanlar aydınlıktadırlar.