Page 368 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 368
Tasavvuf Sohbetleri 5 363
lım. Biz de edna-yı cinsimizden kendimiz muhakkak seçiliriz. Seçili-
riz nasıl ki:
Görün nice mahbûb-ı Hüdâ var bu beşerde
Bu beşerlerin içerisinde sen de mahbub-ı Hüdâ olursun. Mah-
bub güzel, Hüdâ Allah’ın bir ismidir. Allah’ın güzelleri olursun.
Neyle olursun?
İşte şeriatın, tarikatın olursa hakikate ulaşırsın. Tarikatın olmaz-
sa hakikate ulaşamazsın ki mahbub-ı Hüda olabilesin.
Sevdim seni seyda-yı cihan hayr u şerde
O zaman da sen sevdiğini hayırda ve şerde sevemezsin. Bunları
bir tutamazsın, tefrika yaparsın. Tefrika yapınca da senin için işte
azap olur, zahmet olur, meşakkat olur ve hem de terakki de ede-
mezsin. Ondan da geri kalırsın.
Bakın tarikatta bir mürit neyle terakki ediyor? Müritliğin tari-
katta kaç şartı var? Üç şartı vardır. Neler bunlar?
Daima vûdû abdestli olması, lokmada ihtiyat, bir de hıfz-ı nis-
pet.
Daima vûdû, abdestli olmamız gerekiyor. Lokmada ihtiyat, he-
lal lokma kazanıp helal lokma yiyeceğiz. Bir de helal yediğimiz
lokmamızı gafil yemeyeceğiz, rabıta ile yiyeceğiz.
İşte bizde riyazet rabıtadır. Rabıtayla yemeğini yediysen sen de
riyazetini yaptın. Hâlbuki riyazet haktır.
Cenâb-ı Hakk nefsi halk etmiş. Nefse emri fermanı ile:
— Sen kimsin, ben kimim?
Nefis demiş ki:
— Sen sensin, ben de benim.
Cenâb-ı Hakk emretmiş:
— Atın bunu cehenneme!
Atmışlar, cehennemde bin sene yanmış.
— Getirin onu, demiş.
Getirmişler:
— Nefis sen kimsin, ben kimim?