Page 147 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 147
Gülden Bülbüllere
—Oğlum burada Cenabı Hak böyle buyuruyor. Ama Allah’ın
Resulü de böyle buyuruyor. Biz bunu anlayamayız. Bunun bir ehli
var. Ehlinden ledünni ilmini elde edeceksin. Bu bâtın ilmine aittir,
gideceksin ehlini bulacaksın. Ehlinden bu zikri alacaksın. O zaman
Şeytan aleyhillane zikre el atamaz. Gaye ehlinden almaktır, demiş.
80
Onun için “Feveylün lil gasiyeti gulubühüm min zikrillah. ”
“çok kimseler zikrederler, zikir onların kalplerine kasavet getirir,
gaflet getirir, kalplerini karartır, kalplerini sertleştirir”, buyrul-
muştur.
Bakın kim bunlar? İşte nasıl ki hocası bu zikrin ehli vardır. Eh-
lini bulacaksın, diyor, işte o zaman bunun ehli kimdir? Diye dert
ediyor, merak ediyor. İşte Yunus Emre’nin buyurduğu:
Niceleri gittiler mürşid arayı
Arayanlar buldu derde devayı
Ama bir kelam daha var: “Arayan Mevlâsını da bulur, belasını
da bulur.”
Onun için burada “Arayan Mevlâsını da bulur”. O da bunu dert
etmiş. Cenabı Hak da dert edince ihsan etmiş. Hızır Aleyhisse-
lam’la bunu buluşturmuş.
Hızır Aleyhisselam ile ilk buluşuşunda;
—Otur oğlum, demiş.
Ona bir sohbet etmiş. Bu sohbetten o kadar tat, zevk duymuş ki,
yıllar boyunca medresede okumuş olduğu ilimden alamadığı bir
zevki orada almış, alamadığı bilgiyi oradan almış.
Ertesi gün gelmiş, yine buna sohbet etmiş, bunu yetiştirmiş. Her
gün bir defa gelip bunu evinde, çarşıda nerede olursa olsun gelip
buluyor. Hızır Aleyhisselam gelip onu buluyor. Çekiyor bir kenara:
“Gel bakayım, otur.” diyor, ona sohbet ediyor. Kitap açmıyor, ki-
taptan bir şey konuşmuyor. İşte kalbi zikri o veriyor.
Onu öyle yetiştiriyor ki, ledünni ilmini, kalp ilmini okuduktan
sonra, çok büyük makamlar, çok büyük rütbeler ona veriliyor. Tay-
80 Zümer 39:22