Page 255 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 255

Gülden Bülbüllere

            İşte onun için bak, bir asır geçti ama onun oğullarından, torun-
          larından belki 50-100 tane âlim gelmiştir, halen devam ediyorlar.
          Hem meşayih olarak, hem hoca olarak halen devam ediyorlar. Öyle
          âlimler ki, tarikatı, şeriati anlamışlar. (GBT)
          …
            Bugün hâlâ Nurşin’de tarikat ilmi ve tekke devam ediyor. Ehli
          ilim orada. Meşayihler yine orada çok. Bu Molla Halid Öleki 93
          Harbi’nde tek başına Rus ordusu ile savaşmış. Ruslardan bir alay
          süvari öldürmüş. Şehit olmuş. Cesedi de kaybolmuş. (GB3)

          …
              Büyüklerimizden  Seyyid  Sıbgatullahi  Arvasi  Hazretleri  bizim
          neyimiz oluyor? Bir, iki, üçüncü dedemiz, manevi dedemiz. İsmi,
          Gavs’ı Hizan Seyyid Sıbgatullah. Gavs ona verilen bir isim. Gavs
          demek,  baş demek,  velilerin  başı.  Velilerin  başına  Gavs  deniyor.
          Evet, zaten Gavs’mış.
            Gavs’lığı zâhirde görülmüş çok kimseler tarafından bilinmiş is-
          pat edilmiş. Bu mübarek Bitlis’in Hizan kazasından. Van’a tebliğe
          gitmiş. Van da bir akşam sohbetini dinleyen cemaatin içerisinden
          (hep Şafî onlar) bir tanesinin sohbet hoşuna gitmiş, Gavs’ı sevmiş,
          ders almış, gitmiş, boy abdestini almış tövbe namazını kılmış, sa-
          bahtan da dersini yapmış. Bir günlük dersliymiş, bir günlük hizmet
          görmüş.  Fakat  adamcağızın  üç-beş  tane  keçisi  varmış.  Gitmiş  ki
          keçisinin bir tanesi ölmüş. Hanımı gelmiş acizlenmiş, beyini öyle
          tehdit etmiş ki:
            —Git tespihi geri götür ver, bu ders bize iyi gelmedi bak, keçi
          öldü, öbürleri de ölür.
            O  da  biraz  saf  adammış.  Zaten  onun  saflığı  onu  kurtarıyor.
          Gitmiş demiş ki:
            —Seyda kurban! Ben ders aldım sizden, gittim. İşte boy abdes-
          timi aldım, tövbe namazımı kıldım, sabahtan dersimi yaptım. Bi-
          zim  hanım  gitmiş  ki  keçileri  sulasın  veya  yemlesin.  Keçinin  bir
          tanesi ölmüş. Geldi beni çok tehdit etti, çok tazyik etti. ‘Bu inabe
          bize iyi gelmedi. Geri götür, ver bunu, öbür keçiler de ölür, bunu
          ver.’ dedi.
   250   251   252   253   254   255   256   257   258   259   260