Page 260 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 260
Altın Silsile 243
—Eyvah. Boşuna yıllardır açlık çektim. Boşuna susuzluk çek-
tim. Boşunaymış. Kırk gündür Gavs ile beraber geziyorum. Kırk
gündür Gavs bana kuzu döşünü yediriyor. Bir saklamda (vurmada)
beni maksadıma ulaştırdı. (GB1)
…
Abdurrahman Tagi Hazretleri’nin oğlu Ziyaeddin halife çıkacak
mertebeye ulaşmış. O dönemde sülükte işkence çok oluyor, sülükte
insan ölüyor, yeniden diriliyor. Gönlünden geçirmiş ki:
—Hem şeyhim hem de babam. Bana evladı olduğum için şefka-
ti vardır. Mümkün olduğu kadar kolay geçirtir, demiş.
Abdurrahman Tagi Hazretleri hemen demiş ki:
—Ziyaeddin’i alın, gelin.
Çıkarmışlar, getirmişler. Bir insanın sülükten çıkacağı zaman kol-
tuklarına iki tane adam girmezse yürüyemiyormuş. Çünkü bir ta-
raftan aşk-ı İlahi onu ihata etmiş. Bir taraftan da nefsin gıdasını
vermemiş. Koltuklarına girmiş, getirmişler. Gelince demiş ki:
—Oğlum Ziyaeddin! İlmine güvenme. Şeytan aleyhi’l-laneyi
düşün (çok âlimmiş.). Ameline güvenme. Belam bin Baura’yı dü-
şün, demiş.
Belam bin Baura isminde bir âbid varmış. Ameli çokmuş. Çok
amel işlemiş. Çok kerametleri varmış. Fakat imansız gitmiş. Mür-
şidi yokmuş. Çünkü itimat edin, mürşidi olmayanlar da amel varlı-
ğı olur. Varlık ise şeytanî sıfattır. Ama mürşidi olan amel varlığına
düşmez.
—Babana güvenme. Nuh aleyhisselamın oğlunu düşün.
Nuh aleyhisselam büyük Peygamber fakat oğlunu kurtaramayacak
ateşten. O zaman demiş ki:
—Baba himmet, oğul hizmet. Burada baba oğul yok. Hizmetini
gör de himmetini al, demiş. (GB1)
...
Abdurrahman Tagi Hazretleri tebliğe giderken mübarek, bir
yayladan geçiyormuş. Tebliğ meşayih için sünnettir. Dağlık oralar
tabii. Mevsim yaz. Köylüler çıkmışlar yaylaya. Koyununu, keçisini