Page 217 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 217
Gülden Bülbüllere 212
—Belki şeyh efendimiz yanında bu benden daha kıymetlidir. Belki bu
Allah’ın indinde daha kıymetlidir. Belki Resulullah Efendimiz’e bu
daha da yaklaşmıştır.
Öyleyse yüzünü gönülden onun ayaklarının altına koy. İşte ne olur?
Ona olan şeyin gider, o zaman kalbini boşaltmış oldun.
Bir de şu vardır. Bak, zâhir şeraitte de bu var: Hocalarımız daima
vaazlarında, nasihatlerinde söylerler ki mesela Müslüman bir genç, bir
ihtiyar Müslüman’ı gördüğü zaman ondan bir istimdat talep etmesi
gerekiyormuş. Nasıl?
—Yâ Rabbî ben de senin kulunum, bu da senin kulun. Ama bu
benden evvel seni tanıdı, sana ibadet etti, itaat etti, amel işledi, sana
yaklaştı. Ben ise daha yeni seni tanıdım, amelim yok ki sana
yaklaşayım. Bunun işlemiş olduğu makbul amelleri ile sana yaklaşmış,
senin yanında değeri, kıymeti var. Ona bağışla beni, kusurlara ve
bundan sonra kötülüklere bana fırsat verme. Yâ Rabbi kötü ameller
işlemeyeyim, bu gençliğimi senin yolunda harcamak için, bu ihtiyarın
hürmetine affet.
Bunu demekle insanlar ne oluyor, bir tevazu oluyor. Gönül alçaklığı
oluyor. Bak, Cenabı Hak: “Her kim ki Allah için alçalırsa biz onu
yükseltiriz.” buyuruyor. Bunlar alçalmaya, tevazuya bir alet oluyor.
Gönlü boşaltmaya da bir alet oluyor.
Bu öyle olduğu gibi bir ihtiyar da bir genç görse ki bir ehl-i salat
namazında, abdestinde olan bir genci, ibadetle uğraşan bir genci
gördüğü zaman o da ne diyecek?
—Yâ Rabbi, ben çok yaş yaşadım ama ben sana kulluğumu layıkıyla
yapamadım. Çok eksikliğim kusurum oldu, çok günahım oldu. Fakat
bu genç günahsız. Henüz hiç günah kazanmadan sana yönelmiş,
ibadet yapıyor. Çünkü gencin ibadeti, amelleri ihtiyarın ibadetinden
çok farklı. Hadis-i şerif var. Bunun ameli çok makbul senin indinde.
Genç olduğundan dolayı, bunun gençliğine, bunun makbul olan
amellerine benim geçmiş kusurlarımı, günahlarımı bağışla