Page 219 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 219
Gülden Bülbüllere 214
Sevmediğin elbiseyi sana zorla giydirseler sana azap olmaz mı? Sevmiş
olduğun için, arzu ettiğin için ondan bir sürûr duyarsın.
Sevmiş olduğun bir işi ne kadar onu yapsan doyamazsın, usanmazsın.
Sevmediğin işi zorla yaptırsalar, usanırsın.
İşte onun için eğer insanlarda Allah aşkı olursa ona bir serkeşlik, bir
vecd âlemi gelir ki artık amel de ona ağır gelir. Hatta öyle bir insan bir
vecd âlemine düşer ki hareket yapmak istemez. Namazda da bir
hareket var ya. Yani rükû yapmasını istemez, secde yapmasını istemez.
Tahiyyattan kalkmasını istemez. İşte der ki:
—Böyle hareketsiz olayım, kalbimi Allah ile meşgul edeyim.
Kalbimden Allah’ı, Allah Allah Allah, diye zikredeyim.
Ama onda her ne kadar hâl tecelli ederse etsin cesedin bir şeriatı
vardır.
Zaten şeriat cesede emredilmiştir. Mademki bu ceset sahibinin, bu
cisim sahibinin cismi yok olmamıştır, ölmemiştir, çürümemiştir,
gitmemiştir. Ne kadar onda hal tecelli ederse etsin, ne kadar onda
makam ihraz ederse etsin yani tarikatta ne kadar yükselirse yükselsin
yine şeriatta eksikliği olmayacak, şeriatını yapacak.
İşte burada bazı şeyler var ki tarikatta, muhabbetten dolayı o bir hâl
onda tecellî ediyor. Evet, işte kelamı kibar tamamlıyor,
Aşkın odu yüreğimde neler eyler neler eyler
Bugün ben bir âşık gördüm bu derdimden haber söyler
Gelin ey dertliler gelin bu derdimden siz de alın
Dertli bilir dertli hâlin ya dertsizler bunda neyler
Öyle buyurmuyor mu? Bir kelam daha var,
Yüzgeçliği öğrenmeyen kul girmesin bu deryaya.
Dikkat edin, bu kelam çok önemli. Bunda çok büyük manalar var.
Yüzgeçliği öğrenmeyen kul girmesin bu deryaya
Aşk deryası derin olur acep nasıl battığını
Yani aşka duçar olanlara, onlarda öyle bir hâl olur ki hareket bile
onlara çetin geliyor. Bunlar çalışmadığı gibi, hiçbir şeyde arzuları