Page 221 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 221

Gülden Bülbüllere                                                   216
          çalışacaksın. Ama sen kardeşim sen dersen ki… Beni büyük biliyorsan
          eğer böyle. Büyük bilmiyorsan niye peşimde dolanıyorsun, dedi.
          İşte  canım  sen  dersin  ki  efendim  ben  çalışamam,  gafil  oluyorum.
          Kardeşim niye gafil olasın. Senin ruhun esaretten kurtulmuştur, ruhun
          ayılmıştır. Yeter ki sen bir işe başladığın zaman “Bismillah destur ya
          hazreti pir.” de. Kapıdan çıkıyorsun “Bismillah destur ya hazreti pir.”
          de. Bir işe başladığın zaman “Bismillah destur ya hazreti pir.” de. Bir
          şey  aldığın  zaman  “Bismillah  destur  ya  hazreti  pir.”  de.  Koyduğun
          zaman, yediğin içtiğin zaman de. Sen o zaman gafil değilsin, dedi.
          Evet, bir sene hiç çalışmadım, bir sene de çalıştımsa da bir tehditle
          sanki bir polis silah çekmiş gibi bana: “Bu işi göreceksin, görmezsen
          seni vuracağım.” diyor. Böyle çetinlikle çalıştım.
          İşte demek ki burada bu böyle. İş de olduğu gibi amelde de olabilir.
          Bazı tarikatlarda işte böyle onun için,
                 Düş var imiş aşkın yolunda bilmedim eyvah
          Bu kelam onu söyler. Aşkın yolunda düşmek de vardır. Düşen kim?
          Düşen  işte  onda  muhabbetten  mütevellit,  aşktan  muhabbetten
          mütevellit olan hâlle ameli, ibadeti zayıf görürse,  şeriatı zayıf görürse
          düştü, battı. İşte burada,
                 Yüzgeçliği öğrenmeyen kul girmesin bu deryaya
                 Aşk deryası derin olur acep nasıl battığını
          Aşk deryası derindir, diyor. Yüzgeçliği bilmeyen bir insan böyle girer,
          batarsa niye giriyor?
          Yüzgeçliği bilmeyen battı. Ama yüzgeçliği bilen batmaz.
          Öyleyse demek ki burada yüzgeçliği öğrenip o deryaya ondan sonra
          girmek lazımdır.
          Bazı mesela tarikatlarda var. Söylerler, bu doğrudur. Ama sözün yalanı
          değil,  yanlışı  vardır.  Evvel  şeriat  sonra  tarikat,  diyorlar.  Hani  şeriatı
          olmayan, şeriatı bilmeyen tarikatı nasıl yaşayacak, diyorlar.
          Hatta  bu  zamanımızda  şimdi  tarikat  bu  cahillere  mi  kaldı,  diyorlar.
          Bunlar söylüyorlar ama bunların bir yanlışlığı var. Yalan değil yanlışlığı
          var. Nedir?
   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226