Page 275 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 275
Gülden Bülbüllere 270
Gülden Bülbüllere Teveccüh Sohbetleri-17
Biz, Allah Allah Allah, zikrimizi yaparken lisanen yapmıyoruz,
kalbimizden yapıyoruz. Her zaman bizim zikrimiz Lafza-yı Celal, kalbî
zikirdir. Bu çünkü zikirlerin en efdalidir. Bir taraftan Cenabı Hak
“Nahnü akrabu” Kulum ben sana şah damarından daha yakınım,
buyuruyor.
İşte kalpten sen Allah Allah zikrini yaparsan o uzaktakini yakına
getirmiş olursun. Ama Allah Allah tabii lisanen değil kalben oluyor.
Ama sade Allah Allah Allah denilip de kalbi de Allah ile meşgul etmek
lazım. O zikri yaparken kalbi Allah ile meşgul etmek lazım. Başka bir
şey gelmesin kalbe, bu zikri yaparken. Zikirlerin en hulâsası budur.
Evet, Peygamber Efendimiz’in bir emri var ki: “Zikrin en hayırlısı
gizli yapılan, rızkın en hayırlısı da yeteri kadar olandır.” buyurmuş.
Daha başka bir emrinde Cenabı Hak buyuruyor: “Üd’û rabbeküm
tadarru’ân ve hüfyeh” Beni kalbinizden gizli zikredin, buyuruyor.
Onun için zikirlerin en efdali Lafza-yı Celal’dir.
Çünkü Allah’ın bin bir ismi var. Evet, bin ismi sıfatlarının ismidir, o
bir olan Lafza-yı Celal o da zâtının ismidir.
Bin ismi, sıfatlarının ismi; bin birinci ismi Lafza-yı Celal, Allah’ın
zâtının ismidir. Allah’ın zâtının ismi bir: “Allah”tır, Lafza-yı Celal.
Onun için burada bizim zikrimiz Lafza-yı Celal olduğu için yolumuz
çok kısa oluyor, kolay oluyor.
Ama tabii çetinliği de var. Kolay, kısa ama çetinliği de var.
Hem kolay olup hem çetin bu nasıl olur?
Hem kolay hem çetin burada ifade ediliyor. Kolaysa çetin olmaz,
çetinse kolay olmaz.
Hayır, onun kolaylığı bizim tarikatımıza girince Lafza-yı Celal’i kalbine
muhakkak ki bir Allah sevgisi, bir aşk veriyorlar. En evvel aşk
veriyorlar, Allah sevgisi veriyorlar. Allah sevgisi olunca o zaman kalp
neyi severse, o oradan çıkmaz.