Page 271 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 271
Gülden Bülbüllere 266
Neticede bakmış ki bütün her şey, eşya, taşlar, kuşlar, ağaçlar, dağlar,
insanlar hep Leyla olmuşlar. Onun gözüne hep Leyla görünüyor.
Kendi de Leyla olmuş.
Evet, Mecnun on paralık bir kıza âşık olup Leyla’nın sevgisinden
dolayı aşk-ı mecazdan aşk-ı hakikate ulaşıyor. O sevgiden dolayı Leyla
ona bir ayna oluyor, Allah’ın sıfatına ulaşıyor.
Leyla ona bir ayna oluyor ama işte ne diyor, ne ifade ediyor? Leyla
aslında çok güzel değil ama çok güzel görünmüş. O güzelliği hep
eşyada görüyor, her yerde görüyor. İşte bu kelam onu ifade ediyor,
Gönül fehm edeli “lâ”dan “illâ”yı
Mecnûn-veş biz de bulduk Leylâ'yı
Ne demek? Yani Mecnun bütün her şeyi “Lâ” gönlünden çıkardı. Bir
tek Leyla’nın sevgisi kaldı.
Eğer Mecnun’un Leyla’ya olan sevgisi bizim de meşayihimize olsa
nimete ulaşacağız, diyor.
Mecnûn-veş biz de bulduk Leylâ'yı
Nûr-ı cemâlinde seyr et Mevlâ'yı
Bir rûh-ı musaffâ mir'âtımız var
.....
Ama o kelamı kibarlar da güzel olsun. Güzel deyince hepsi güzeldir de
bir tenkit mahiyeti vardır, bir de okşama mahiyeti vardır. Peki, her
ikisini de kabulleşin.
O tenkit mahiyetinde ise onu nefsinize mâl edin.
Eğer okşama, sevme mahiyetinde ise onu ruhunuza mâl edin.
Niçin bak, Beyazit-i Bestami Hazretleri mübarek, genç yaştayken onu
sahavetinde insanlar çok seviyorlar. Onda öyle bir akıl, öyle bir zeka,
öyle bir davranış, ahlak, hüner var ki artık insanlar bütün bunu
parmakla gösteriyorlar. Daha böyle bir insan yok, diyorlar. Kendisi de
genç daha, onu öyle seviyorlarmış, methediyorlarmış.
Evet, Şeyh Şibli Hazretleri’nin sohbetine devam eder, gidermiş. O
kadar sevilmiş, o kadar methedilmiş ki dillerde söyleniyor. Artık şeyh
efendi onun şöhretini kırmak için bak, ne yapmış?