Page 276 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 276
Aşk ve Mahviyet 271
Zâhirde de böyle değil mi? İnsanların dünyada çok arzuları oluyor.
Ama en çok arzu ettiği kalbinde oturmuştur, o çıkmaz. Öbürlerini
düşündüğü zaman, aldığı zaman, verdiği zaman yine o gelir kalbine.
Demek ki burada en çok sevilecek Allah ki o kalbinden çıkmasın.
Evet, işte Nakşî’lerde, Nakşî tarikatına girildiği zaman muhakkak bir
muhabbet, aşk, Allah sevgisi kalbe verirler. Bunu muhafaza ettinse
işte yolun yakınlığı budur, kolaylığı budur. Bunu muhafaza ettinse
yolun kısadır. Çok kısadır ve çok kolaydır.
Ama bunu muhafaza etmedinse eğer tabii kolay da olmaz, çetin de
olur. Yakın da olmaz, kolay da olmaz. Ki onun için bak,
Kabiliyet bizde olmazsa meşâyih neylesin
İster ise mürşidi olsun Muhammed Hazreti
Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed.
Kabiliyet bir müridin kabıdır efendiler. Müridin kabı ise kalbidir.
Kabiliyet kap anlamına geliyor. Kap ise bu müridin kalbidir.
Diyor ki senin kabın, kalbin temiz olmazsa mürşidin Hazreti
Muhammed olsa ne yapacaksın ki?
Onun vermiş olduğu, koymuş olduğu bir şey var. Şimdi bir kap var,
bu kab’a daima birisi temiz bir şey koyuyor. Öbürüsü de getirip pis bir
şey koyuyor. Onun daha temizliği kaldı mı orada? Kalmadı.
Demek ki kabın sahibi sensin. O temiz bir şeyi aldınsa, temiz şeyi
kab’a koydularsa oraya daha pis bir şey koydurma.
Niye koyduruyorsun, niye oraya attırıyorsun?
Atılmışsa çıkarabilirsin. Pis bir şey düşerse içindeki temizi de pis
etmeden onu atabilirsin.
İşte onun için burada cihat yapan kalp kirlenmiyor, pislenmiyor;
temiz. Ama bu cihat yapa yapa temizlenecek.
Bu temizlenme nedir?
Bütün gelen şuğulları, maddi manevi bunların hepsini ata ata bunlar
biter. Sırf Allah sevgisi orada kalır.
İşte derviş de budur. Hak için her şeyden geçmiştir.
Dervişlik insanlarda en büyük makamdır.