Page 84 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 84
Aşk ve Mahviyet 79
kapısına gider. Allah'ın fazl-ı tevfîki ona ulaşır. Kişi ameli ile cennete
girmez. Kişi nasıl cennete girer?
Allah'ın fazl-ı tevfîki ve kişinin mertliği onu cennete sokar. Mertliğin
sınırı yoktur. Bu mertlik kalbinde. Cesedinden de mertlik, canından da
mertlik.
….
Aşere-i Mübeşşere var, on kişi. Cennet ile müjdelendi. Bunların
içerisinde de Hulefa-i Raşîdin var. Bunların içerisinde de seçilen
Sıddık-ı Ekber Efendimiz. Onun için Peygamber Efendimiz
buyurmuş ki:
—Bütün ehl-i imanın imanını terazinin bir gözüne koysalar. Yâr-
ıgarım Ebubekir'in imanını da bir gözüne koysalar, hepsinden ağır
basar.
….
Sıddık Ekber Efendimiz hepsinden daha sadakatli imiş. Allah O'nun
sadakatini övüyor.
Sıddık-ı Ekber Efendimiz ‘in sadakati ile Cenabı Hak semavât halkına
övünüyor, meleklere övünüyor.
“Benim böyle sadık kulum var.” diye övünüyor. Resulûllah'a da
bildiriyor.
….
İşte Hülafa-i Raşîdin’de de Sıddık Ekber Efendimizin sadakati daha
üstün oluyor. En evvel inanan O oldu Peygamber Efendimize.
Peygamber Efendimiz ile tebliğe gidiyorlar. Tebliğde müşrikler taş
yağması yapıyor. Taş yağmur gibi geliyor. Peygamber Efendimizin
etrafında pervane gibi dönüyor. Taş sağına geliyor, sağına sıçrıyor. Taş
soluna geliyor, soluna sıçrıyor. Arkadan gelirse arkasına sıçrıyor.
Önden gelirse önüne sıçrıyor.
—Niçin böyle yapıyorsun? diye soruyor Peygamber Efendimiz.
O da?
— Ya Resûlullah bu taşlar banadır, diyor.
Peygamber Efendimiz bir yara almış Hz. Ebubekir yüz yara almış.