Page 45 - Salih Baba Divanı
P. 45

1- Nefha: Üfürme, soluk.
      2- Ehl-i dil: Gönül ehli, güzel
        adam.                        31
      3- Gül-ü handân: Gülen, güler
        gibi, açılmış gül.      Ey nefha-i cân bülbülü gizleme cânân sendedir     1
      4- Anâsır bendi: Madde alemi-
        ni meydana getiren dört un-   Aratma gel ehl-i dili ol gül-ü handân sendedir   2-3
        sur; toprak, su, hava, ateş.
      5- Fend: Yalan, dolan.    Düştün anâsır bendine aldandın anın fendine     4-5
      6- Emmâre nefs: Emreden nefis.   Şehr-i hakîkat semtine cezb ile devrân sendedir
      7- Dîv-i recîm: Şeytan, dev.
      8- Râh-ı hakîkat: Hakikat yolu.
      9- Şâh-ı velâyet: Velayetin şahı.   Emmâre nefsin sözleri dönderdi Hak'dan yüzleri   6
      10- Server: Baş, başkan.   Dîv-i recîmden bizleri kurtar ki meydân sendedir   7
      11- Kâm yâb: Arzusuna ulaşmış.
      12- Kemter: Aşağı, bayağı.
      13- Kesret: Çokluk.       Râh-ı hakîkat rehberi şâh-ı velâyet serveri   8-9-10
      14- Mir’ât: Ayna.         Kıl kâm(ı)yâb bu kemteri her türlü ihsân sendedir   11-12
      15- Vuslat: Ulaşma, kavuşma.
      16- Peyk-i Rahmân: Allah'ın ha-   Kesretten erip vahdete mir'ât olubsun Hazrete   13-14
        bercisi.
      17- Bahrül-Hayâtın âbı: Hayat   Bizi eriştir vuslata hem peyk-i Rahmân  sendedir   15-16
        denizinin suyu.
      18- Mihrâb: Kıble, yöneldiği yer.   Bahrül-hayâtın âbısın âşıkların mihrâbısın   17-18
      19- Şehr-i UIûmun bâbı: İlimler   Şehr-i ulûmun bâbısın esrâr-ı bürhân sendedir   19-20
        şehrinin kapısı.
      20- Esrâr-ı bürhân: Sırların de-
        lili, hücceti.          Kenzül-hakâyık mahremi cemül-meşâyih ekremi   21-22-23
      21- Kenzül-hakâyık: Hakikat ha-   Bu kâinatın efhamı mühr-ü Süleymân sendedir   24
        zinesi.
      22- Cemül-meşâyih: Şeyhlerin
        tamamı.                 Yüzüne çekmişsin nikâb kimden edersin ihticâb   25-26
      23- Ekrem: Çok keremli.   Ey mazhar-ı âlî-cenâb şems-i şebistân sendedir   27-28
      24- Efham: Çok ulu, pek yüksek.
      25- Nikâb: Örtü.          Nutkun Mesîhâ'nın demi âşıkların olmaz gamı   29-30-31
      26- İhticâb: Saklanma, örtünme.
      27- Âlî-cenâb: Vakar ile yardım   Sun bizlere câm-ı cem'i bu denlü atşân sendedir   32-33
        eden.
      28- Şems-i şebistân: Gece gü-   Yoluna bu cânım fedâ aşkın bana olsun gıdâ
        neşi, ışık.             Ey Sâmî-yi nûr-u Hudâ derdime dermân sendedir
      29- Nutk: Söz, sohbet.
      30- Mesîhâ: Hz. İsa (a.s.).
      31- Dem: Soluk, nefes.    Aşkına cümle pîrlerin gönder hakîkat şîrlerin    34
      32- Câm-ı cem: Burada (aşk ve   Kahr et bu nefsim askerin emr ile fermân sendedir
        muhabbet).
      33- Bu denlü atşân: Bu kadar
        susamış kişi.           Salih diler senden meded ey mahrem-i sırr-ı Ahad
      34- Şîrler: Arslanlar.    Hem mazhar-ı Ferd i Samed ol Kâf-ı Kur'ân sendedir   35
      35- Ferdi Samed: Kimseye ihti-
        yacı olmayan (Allah’ın sıfa-
        tı).



                                                        40
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50