Page 42 - Salih Baba Divanı
P. 42
29
Gezeriz hayvân-ı nâtık misâli 1 1- Hayvân-ı nâtık: Konuşan
Ekl i şurbdan gayrı ne kârımız var 2 hayvan.
Kesret-i sevk içre çok lâübâli 2- Ekl i şurb: Yemek ve içmek.
Söylemeden gayri ne kârımız var 3- Kadem: Ayak.
Turâb: Toprak.
Pîr-i Sâmî kademinde turâbız 3 4- Câh: Mevki.
Ne câh gözediriz ne kâmıyâbız 4-5 5- Kâmıyâb: İsteğini bulmuş,
kavuşmuş.
Kanâat-nişîniz ehl-i harâbız 6-7 6- Kanâat-nişin: Kanaat eden,
Âlem-i ekvânda devrânımız var 8 razı.
7- Ehl-i harâb: Gönlü yıkık, kırık.
Bizlere tarîfe ne hâcet gülü 8- Ekvân: Varlıklar, yaratıklar.
Ezelden olmuşuz anın bülbülü 9- Mûy: Saç.
Her ırgalandıkça mûyunun teli 9 10- Gûnâ-gûn: Türlü türlü.
Gûnâ gûnâ bûy u elvânımız var 10-11 11- Bûy u elvân: Çeşitli güzel
kokular.
İmtihân-ı yârdır cevr ile sitem 12 12- İmtihân-ı yâr: Sevgilinin im-
tihanı (illet, zıllet, gıllet).
Müsâvîdir bizde hem medh ile zem 13-14 13- Müsâvî: Eşit, aynı.
Şiddet-i berzahdan bizlere ne gam 14- Medh ile zem: Övmek ile
Pîr-i Tâgî gibi sultânımız var yermek.
15- Râm olmak: İtaat etmek.
Nefsim bana râm ol düşme teşvîşe 15-16 16- Teşviş: Şüphe.
Hep fâsiddir bu kurduğun endîşe 17 17- Fasid: Bozuk.
Sürüsün yedirmez kurt ile kuşa 18- Sırr-ı leben: Göğüs sırrı, sa-
Pîr-i Sâmî gibi arslanımız var dır ilmi, Ledün ilmi.
19- Leb: Dudak.
Mezûniyyet almış aşk mektebinden 20- Bî-fehm: Anlayışsız.
Doyulmaz şâhımın hem sohbetinden 21- Hubb-u cemâl: Cemâlinin
sevgisi.
"Sırr-ı leben" zâhir olur lebinden 18-19 22- Kîl ü kâl: Dedikodu.
Bî-fehim çok gâfil insânımız var 20 23- Dünyâ-perest: Dünyaya ta-
pan.
Gönlüme nakş oldu hubb-u cemâli 24- Mutmainne kal’ası: İmanın
Terk eyledim cümle hep kîl ü kâli 22 kemâl hali, emniyete alınmış
Dünyâ-perestlerin çok ise mâli 23 iman.
Bizim de İmâm-ı zamanımız var
"Men aref" sırrına vâkıf olmuşam
Nefsim ile hem Rabbimi bilmişem
Mutmainne kal’asına girmişem 24
Gâyette bir metin hisârımız var
37