Page 18 - Dosta Doğru Dergisi 1. Sayı
P. 18
egan yolu Cenâb-ı Hak’ın görünür işâretleridir.
Tevhide Giriş Dil bunları birer birer ifade eder.
Hangi bir ârif ki bunları söylemeye,
HACE MUHAMMED PARİSA KS benzerliği dolayısıyla karışık görün- yazmaya teşebbüs etse sonuna
DİYOR Kİ: mesi kendileri için bir mesele teşkil varamaz ve Cenâb-ı Hak’ın esmâ ve
etmeyen büyükler arasında görüşü- sıfât tamamını sayamaz. Bunun için
«Hevâ ve heves hiçbir zaman lür. Böyle olunca lâfızlar ne derece Emîru’mü’minin Ali- kerremallahu
doğrulukla uyuşmaz. Ona ne zaman müşkil olursa olsun bir muammâ vecheh «Kim Hak Sübhânehu ve
doğru yolu göstersen eğri yola teşkil etmez. Âlem-i mülk, onların Teâlâ Hazretlerini bilirse, yani ârif
sapmadan rahat edemez. Hangi âlem-i melekût ile ünsiyet yollarını olursa konuşması azalır,» buyurmuş-
bir iş kî nefsânidir, bereketi kaldırır. kesemez.» Marifet ehilleri demişler- lardır.
Gönlü doğru yoldan saptırır. Çıkmaz dir ki:
sokaklara sokar. Bu sebeble nefse Marifet ehli demişlerki:
uymak İnsanı cehenneme götürür. «Kalbin görüp müşahede ettiği «Kalplere gelen ve kalplerde
Şu hâlde cehennemin kilidi nefsi ya Cenâb-ı Hakk’ın açtığı bir sırdır, müşâhede edilen şeyler, kalbi sarsan
kilitlemek, cennetin kilidi ise nefsin gizlilikler içinden çıkarıp kuluna mükâşefât ve esrâra şahid olmak,
emrine uymaktır. Cenâb-ı Hak bunu gösterdiği hakikattir ki bazan ifade insanı dehşet ve hayrette bırakan
açıkça beyan etmiştir: edilmesi mümkün değildir, İbâre- şeylerdir. Bunlara nâil olan içine da-
den hududsuz bir kemal durumu lar gider, her an istiğrak halinde olur.
«Kim azgınlık edip de dünya anlaşılabilir, fakat onu kavramak O kendine nasıl gelmiştir, haberdar
hayatı tercih etmişse o alevli ateş muhaldir.» olduğu ve olamadığı nedir, mahremi
onun varacağı yerin ta kendisidir. olduğu esrârı nasıl izah edecektir,
Kim de Rabbinin huzurunda hesaba Bazı din büyükleri buyurmuşlardır umumiyetle bilmez. Yine büyükleri-
durmaktan korkup da nefsi hevâdan ki: mizin buyurduklarına göre bu mânâ
alıkoydu ise muhakkak ki cennet şu hadis-i şerifte daha açık görülür:
onun varacağı yerin ta kendisidir.» «Sırlarda Hak Sübhânehu ve Teâlâ Mü’minlerin annesi Hazret-i Âişe
Naziat Suresi 37-41 Hazretlerinin tecellisinin alâmeü, sır- -radıyallahu anhâ- haber vermiştir
rın ibare tasallutu altında ve ibâreye ki: Hasül-i- Ekrem - sallallahu aleyhi
Bazı din büyükleri bu mânâda sığar bir şekilde müşahede edil- ve sellem - şöyle buyurmuşlardır:
buyurmuşlardır ki: «Keşfe dayanan memiş olmasıdır. Kim onu ibâreye «İnsanlar kıyamet gününde çırıl-
mârifetler birbirine karışmaksızm sokmağa çalışırsa, anlaşılma yolunu çıplak ve birbirlerine karışmış hâlde
harflerle ve seslerle konuşanların kapatır, anlaşılmaz eder. İrfan ehli duracaklar.» Âişe -radıyaliahu anhâ
âleminde çeşitli şekillerde ifade olmak bunlara dikkat etmeyi gerek- «Peki herkes böyle olunca mah-
olunabilir. Fakat ibarenin gayet tirir. Maksad Cenâb-ı Hakk’a vâsıl rem yerleri ne olacak?» diye ı sordu.
düzgün ve işaretlerinin açık olması olmaktır. Meşhûdât, yani müşa- Rasûîullah - sallallahu aleyhi ve
lâzımdır. Lâkin bu rabbani mârifetler hede edilenler ise esmâ ve sıfâtm sellem - buyurdu ki:
ancak lâfızların müşâbehefci, yani tecellisinden başka değildir. Bunlar «Yâ Âişe, o gün erkek erkek
olduğunu, kadın kadın olduğunu
bilmez.»
Kıyamet Cenâb-ı Hakk’ın kud-
retinin eserlerinden bir eser olup
Rasülullah’ın izahıyla gözler önüne
gelince kula gereken şey, bu sırra
dikkat edip hâdiselerde Cenâb-ı
Hakk’ı müşahede eder hâle gelmeye
çalışmaktır.
Ariflerin serveri Hazret-i Mustafâ -
sallallahu aleyhi ve sellem - M, O’nun
beyânı yanında diğerlerin ifâdeleri
bir engel, O’nun keşf ü İzahı yanında
diğerlerinin keşfi bir hicabdır. O, keşf
sır makamında «Seni lâyık olduğun
şekilde senâ edemem Rabbım, sen
kendini nasıl senâ etmişsen öylesini»
diye Hakk’a ilticâ etmiştir.»
16 | Dosta Doğru Mayıs 2013