Page 100 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 100
Tasavvuf Sohbetleri 5 95
Bir de şu müjde vardır ki;
Hazret-i şeyhimden giymişem tacı
Ama hiç kimsenin başına şimdiye kadar böyle bir görünen taç
konulmamıştır.
O taç zikirdir. Eğer sen bir yetkiliden zikir aldın, o zikri muha-
faza ettin ve devam ediyorsan o senin başına bir ma’nevî taç ko-
nulmuştur.
Hazret-i şeyhimden giymişem tacı
"Ve'd-Duhâ" yüzüdür "ve'l-Leyli" saçı
Olmak isteyenler fırka-i nâcî
Ziyaret eylesin pirlerimizi
Bu müjde değil mi? Allah'a şükür pirlerimizi tanır ve onların şere-
fini muhafaza edersek fırka-i nâciden olacağımıza hiç şüphe yoktur.
Fırka-i nâcideniz inşallah. Ama tabii ki o başımıza almış oldu-
ğumuz zikir tacını kirletmeyeceğiz. Tarikatımızın, meşayihimizin
şerefini muhafaza edeceğiz.
Hazret-i şeyhimden giymişem tacı
"Ve'd-Duhâ" yüzüdür "ve'l-Leyli" saçı
Ve'd-Duhâ, güneşin duhâ zamanı var ki çok parlaklı zamanıdır.
O da kuşluk zamanıymış. Güneşin kuşluk zamanındaki en parlak
hali gibi onun yüzünde bir nur vardır.
"Ve'd-Duhâ" yüzüdür "ve'l-Leyli" saçı
Ve'l-Leyli saçı demek? Saçında da siyah nur vardır.
Olmak isteyenler fırka-i nâcî
Veyahut da;
Giymek isteyenler hırkayı tacı
Hırka da bir hilafettir. Taç da, padişahlar baş olanlar, başına taç
giyiyorlar. Bu da bir ma’nevî padişah olmaktır, ma’nevî bir baş
olmaktır.