Page 96 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 96

Tasavvuf Sohbetleri 5                                    91

                 Bilinmez sırrı esrarı
                 Bu aklın onda yok kârı
            İnsanlarda gizli olan her şeyi gördüğü gibi bir de kendinde olan
          esrar, sır âlemi var. İnsanlarda, kalp âlemi var, ruh âlemi var,  sır
          âlemi var, hafi âlemi var, ahfa âlemi var. Bir de kalp gözünün ma-
          kamı, açılma yeri vardır.

            Onun için insanlarda ahsen-i takvim budur. Onun için insanlar
          letaif  çekiyor. Bu  altı  letaif  insanlarda  var.  Kıymetli,  kutsal  ma-
          kamlardır.
            Evvela kalpten başlıyor. Kalbin zaten makamı da belli ufak da
          olsa cismi de var. Ama bu kalp ondan ibaret midir? O ufacık kalp
          açılıyorsa o dünyalardan büyüktür.
            Cenâb-ı Hakk kudsî hadisinde, “La yesevni arzı vela semai ve
                                           11
          lakin yesevni kalbe abdiyel müminin  ” “Ben yerlere göklere sığ-
          mam ama mü’min kulumun kalbine sığarım.” buyuruyor.
            Mü’min kuldan mana velilerdir.
            Evet, biz de mü’miniz ama biz de olsa olsa Allah’ın esma nuru
          olur. O da Allah’ı hiç unutmayacağız ki  Allah'ın esma nuru bizim
          kalbimizde tecelli etmiş olsun. Yani Allah'ı bin bir ismiyle zikre-
          deceğiz. O zikrin kalbimizde tecellisi esma nurudur.

            Ama Allah'ın sıfat nuru var. Allah'ın zat nuru var.
            Burada zahir ulemâ bu hadisi kutsiyi nasıl yorum yaparlar? Ya-
          ni insan Allah’ı unutmayacak.

            Bir de bunların yorumları şudur: Allah ilmiyle  bu eşyayı ihata
          etmiştir.  Allah  kudretiyle  ihata  etmiştir.  Bunları  idrak  ediyorlar.
          Akıl bunlardan bahsediyor. Fakat bir de Allah'ın azametiyle ihata
          etmesi var.

            Sadeddin  Kaşgarî  Hazretleri,  Mevlana  Alâeddin  isminde  çok
          büyük bir âlim var ona gitmiş. Ona tarikatı, nef-i ispatı tarif ettiği
          zaman demiş ki -Reşahat’te yazıyor-:

          11  Alusi Ruh’ul Me’ani, XX. 101.
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101