Page 159 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 159
154 Gülden Bülbüllere
insan olmaz, bu melektir diyorlar. Yani insanlığın üzerinde insan-
lıkta olmayan bir güzelliğe melek deniyor.
Ama bu melekî sıfat kimde olur? Velilerde vardır.
Reşahat tasavvuf kitabında yazar; zahirde çirkin görünen Zenci
Ata varmış, mübarek Afrika’nın siyah zencilerindenmiş. Yani gö-
rünüşte -hâşâ estağfurullah- çirkinmiş. Dudağı böyle kalın asılmış
aşağıya inmiş, kendisi simsiyahmış. Bulunmuş olduğu köyün sığır-
larını güdüyor, sığır çobanıymış.
Buhara’da ilim tahsil etmiş üç kişi; Uzun Hasan Ata, Bedir Ata,
Seyyid Ahmed Ata zahir ilmini bitirmişler ve ayetlerden, kitaplar-
dan anlamışlar ki Mürşitsiz olmaz. Neyse bu üç kişi, hepsi ayrı bir
memleketli demişler ki hiç birbirimizden ayrılmayalım. Bir tasav-
vuf âlimi, meşayih bulalım ve ona hizmet edelim. Ledünni ilmini
de okuyalım, demişler. Böyle meşayih aramaya sefere çıkmışlar.
Yollarının üzerinde bir zenci görüyorlar, köyün sığırlarını gü-
düyor. Elinde otları herhangi bir kesecek veya doğrayacak bir aleti
yok. O elleriyle dikenleri kırıyor. Dikenleri otu yolar gibi yoluyor,
çıplak ayağıyla da basıyor, ne eline dikenler batıyor ne de ayağına
dikenler batıyor, hayret ediyorlar, ona selam veriyorlar. Bu da aya-
ğının altından çıkan dikenleri eliyle deste yapıp çiğnerken bunlara
bakıyor ki üç kişiler aleyküm selam diyor.
— Siz talib-i ilim misiniz?
Yani ilim tahsil edenlerden misiniz? Bunlar:
— Beli-evet, diyorlar.
— Nereden geliyor, böyle nereye gidiyorsunuz?
— Biz Buhara’da medrese ilmini bitirdik üç arkadaşız. Bil-
ittifak şimdi tasavvuf ilmini okumak için meşayih arıyoruz.
Zenci Ata diyor ki:
— Sizi irşat edecek Mürşit var ise size haber vereyim.
Dünyanın dört tarafına doğru nefes alıyor. Bunlar bakıyorlar, bu
mübarek ne yapıyor? Böyle doğuya doğru derin nefes alıyor. Sanki
bir şey kokluyormuş gibi. Bir de batıya doğru böyle, şimale, bir de