Page 196 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 196
Tasavvuf Sohbetleri 5 191
Kibri; kendisi ateşten halk edilmişti, ben ateşten halk edildim
(Hazreti Âdem topraktandı) ateş topraktan kıymetlidir, ben ona
secde yapmam, diye kendini üstün, büyük gördü.
Gururu; ilmiyle çok âlim ve ameli vardı, bunlarla kendine bir
gurur getirdi, kurumlandı, övündü.
Hasedi de ben bu kadar ilmim var ve ateşten halk edildim. Be-
nim maddem hem kıymetli hem de bu kadar ilmim var. Ben durur-
ken Âdem’i niye yeryüzüne halife gönderiyor, diye kıskandı, çe-
kemedi. Hasedi de budur.
Bu üç şey demek ki şeytanın sıfatıdır. Bunlardan korkmak ka-
çınmak lazımdır.
Ama bunlar insanlarda olmuyor mu? Âlimlerde de bu kibir olu-
yor. Âlimlerde de bu gurur oluyor. Âlimlerde de bu haset oluyor.
Abidlerde de oluyor.
Fakat âlim iki türlüdür. Âlim-i billah var, bir de âlim-i fasit var.
Âlim, fasit olur mu? Olur.
İşte şeytan aleyhillane gibi ilmine güvenenler, ilminden dolayı
kendini üstün görenlerdir.
Hâlbuki ilim insanı alçaltması lazım. İlimden mana, Allah’ı
bilmek, Allah’ı bulmaktır.
Allah’ı nasıl bileceksin? Allah’ı nasıl bulacaksın?
Allah’ı bilmek şöyledir ki: Seni var eden O, senin rızkını veren
O, senin sıhhatini veren O, senin her nimetini veren O, her şeyini
veren O. Sen burada daha neye sahip olabilirsin ki? Neyim var
diyebilirsin ki?
Aşk O’nundur, âşık oldur, maşuk ol
Ahir O’ndan O’na varır cümle yol
Burada, aşk da onun diyor.
Âşık, aşk, maşuk; bunun üçü birleşiyor.
Aşıkın maşuktur her kula
Geri kendine isen sarfola.
Demek ki burada ilmiyle amil şudur ki: İlmiyle nefsini ve Rab-
bısı’nı bilecek.

