Page 200 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 200
Tasavvuf Sohbetleri 5 195
Bu da çok önemli bir kelâmdır. Çok manalı bir kelâmdır. Ten
kuşu ise bu cesettir. Bu ceset, bu nefis heva ile heves peşinde. He-
va demek, boş olan tutulmayan arzulardadır. Bunu zaten biliyoruz,
anlıyoruz.
Buradaki cemaat, herkes bir yaş yaşamış. Az yaşamış, çok ya-
şamış, bir ömür yaşamış. On beş yaş zaten sabâvettir. On beş ya-
şından sonra da mükellef oluyor.
Peki, bu insan on beş yaşından bu yana yaşamış, çok isyan et-
miş. Nefsin arzularına uymuş, gayrimeşru yemiş, içmiş. Kitaba
sünnete uymayaraktan yemiş, içmiş, gezmiş, tozmuş, çok yaşamış,
zevk sefa sürmüş. Fakat bunlardan ne elde etmiş? Bunları görmek
istese göremez, tutmak istese tutamaz.
Bir de amel işleyenler de amellerini aslında tutamazlar göre-
mezler.
Bu ten kuşu heva ile heveste
Murg-u canım feryat eyler kafeste
Ten kuşu, nefis daima dünya arzuları peşindedir.
Ama ruhta böyle bir arzu yoktur. Ruhta bir tane bir arzu var. O
da Allah’tan gelmiş Allah’a gitmek ister. Tek bir arzusu budur.
Bu insan nefsin arzularını yerine getirdiği müddetçe, nefsin is-
teklerini yaptığı müddetçe ruhun arzusunu yerine getiremiyor. Ru-
hun arzusunu yerine getiremiyorsa, ruh o zaman firakta, ağlamakta
oluyor. Diyor ki:
Yahu insaf et. Allah beni halk etti, sana getirdi, yerleştirdi.
Sen de adalet et. Sen bana hıyanetlik mi edersin? Sen bana azap mı
edersin? Sen yiyorsun, içiyorsun, bu günahları yapıyorsun ama
Cenâb-ı Hakk bana azap edecek. Cenâb-ı Hakk beni bir cisimle
kaldıracak. Sen de benimle beraber azap göreceksin.
Bu ten kuşu heva ile heveste
Murg-u canım feryat eyler kafeste
İşte bu ten kuşu nefistir. Nefsin daima heva olan boş olan arzu-
lar peşindedir. Ama nefis bu boş olan arzular peşinde olduğu müd-
detçe ruh arzusuna ulaşamıyor. Ruh firakta, ağlamakta kalıyor.