Page 210 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 210
Tasavvuf Sohbetleri 5 205
Nitekim bunlar olmamış mı? Mevlâna Hazretleri meydanda öy-
le değil mi? Şems onu gelmiş, irşat etmiş. İlminden geçirmiş, irşat
etmiş. O çok büyük âlimi ne yapmış? Onu bir çocuk gibi yapmış.
Manevi gücüyle onu yatırmış, kaldırmış, koşturmuş. Bütün halkın
gözünden düşürmek için, ilmini kırmak için, ilminden geçirmek
için yaptırmadığı kalmamış.
Peygamber gelseydi Mevlâna gelirdi, diyecek kadar ilmiyle
halka sevilmiş, övülmüş ve itibar kazanmış bir Mevlâna’ya bu
sefer halk ne demiş? Mevlâna kâfir oldu, demişler. Nerden geldi bu
derviş, soytarı? Bizim hocamızı imandan çıkardı, kâfir etti, demiş-
ler. İşte ilim de bir varlıktır, bundan geçmek lazımdır.
İlim çok güzeldir, çok kıymetlidir. Niye kıymetli olmasın?
Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki: “Sizin bileninizle bilmeyeniniz bir
28
değilsiniz. ” Bilenler bilmeyenlerden farklıdır.
Bilenler bilmeyenlerden farklıysa, nasıl ki zahir ulemâ avamdan
farklıysa, bâtın ulemâ da zahir ulemâdan farklıdır.
Onun için âlimlerde bir esrar var âlim olmayanlar bilmezler.
Velilerde bir esrar var, âlimler de onu bilmezler. Nebilerde bir
esrar var, veliler de onu bilmezler.
Onun için ilim çok kıymetlidir. İlim insanı bir noktaya kadar,
bir makama kadar götürüyor. O ilim olmazsa oraya gidemez.
İşte o ilim şeriatın sonudur, tarikatın başlangıcıdır.
Şeriat da Allah’ın emridir, bilinecek tabii. Ama ilim denilince
bir de tasavvuf ilmi vardır. Bu zahir ilim dört daldır, dörde ayrılır.
Bunlar: Tefsir ilmi, Hadis ilmi, Kelâm ilmi, Fıkıh ilmidir.
Tasavvuf bu dört ilimden sadece fıkıh ilminden bir dal istiyor,
mecbur olacak diyor. Kelâm ilmini, Tefsir ilmini, Hadis ilmini olsa
da olmasa da önemli, zaruri değil diyor.
İşte nasıl ki âlim olmak insanlara farz-ı ayn değil, farz-ı kifaye-
dir. Ama her Müslüman ibadetini, amelini yapacak kadar bilecek.
İbadetini yapacak kadar ilim onun için farz-ı ayndır.
28 Zümer, 39/9.