Page 206 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 206
Tasavvuf Sohbetleri 5 201
daki bir ihtiyara bakmış ki, Allah’tan dünyalık istiyor. Ona da acı-
yor.
Dönüp geldikten sonra diyor ki:
— İki kimse içimi sızlattı. İki kimseye özüm, içim yandı. Birisi
on sekiz yaşındaki bir genç elli bin filürü liralık hasılat yaptı. Ba-
şında büyük kalabalıkla muhataptı. Allah’ı hiç unutmadı. O genç
yaşta öyle bir kemale ulaştığına çok gıpta ettim. Birisi de seksen
beş yaşında, Beytullah’ı tavaf ettik, Mültezime de duasında Al-
lah’tan dünyalık istiyor. Ondaki olan cehalete, gaflete de acıyarak-
tan içim yandı, diyor.
Evet, işte Nakşibendi Efendimiz’in halifelerinden Alaeddin
Gücdüvani Hazretleri buyuruyor ki:
— Ben de kendimi bildikten sonra bir kuş gagasını suya batırıp
çıkarıncaya kadar Allah’ı unutmadım. Hiç gaflet halinde bulunma-
dım.
Bizim silsilemizde okunan Ubeydullah Ahrar Hazretleri, nispe-
timiz ondan gelir. O da buyuruyor ki:
— Ben yedi yaşında okula gidiyordum. Bir gün okula giderken
çamurdan geçeyim derken pabucumu çamur tuttu.
Yani ayakkabısı çamurda kalmış.
— Pabucumu almak için döndüm ki çamurdan alınmıyor, pa-
buçla meşgul olurken bir boşluk oldu. Yani Allah’ın zikrinde bir
boşluk oldu.
O arada pabucuyla meşgul olurken Allah’ı zikredememiş,
unutmuş.
— Pabucu aldıktan sonra bir ayıldım. Baktım ki orada bir amca
çift sürüyor. Kendi nefsime dedim ki bu amca bu kadar zahmetli iş
görüyor, Allah’ı unutmuyor, sen bir pabucu çamurdan almakla
niçin Allah’ı unuttun.
Kendi kendini dövüyor, elini tabanıyla kendine vuruyor. Fakat
diyor:
— Ben on iki yaşıma girinceye kadar, zannediyordum ki bu in-
sanlar Allah’ı hiç kimse unutmuyor. On iki yaşıma girdikten sonra