Page 207 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 207
202 Gülden Bülbüllere
anladım ki insanlarda bir gaflet var, Allah’ı unutmuşlar. Ancak bu
hâl bendeymiş.
Bunlara tabii Cenâb-ı Hakk doğuştan veriyor. Ama umumiyetle
veli olmak için, hakikate ulaşmak için sa’y lazım, çalışmak lazım.
Hakkikate ne ile ulaşılır? Şeriat, tarikatla ulaşılır. Onun için ta-
rikatsız olmaz. Şeriatsız da olmaz.
Bir defa şeriatsız olmaz ki. Şeriatsız tarikatlar varsa bunlar zın-
dıklıktır. Bunlar hak yolunda eşkıyalar, vurgunculardır.
Niçin böyledir? Biz de tarikatlıyız, ben de meşayihim diyor.
Benim de tarikatım var, ders veririm diyor. Hâlbuki talibi bırakmı-
yor ki gitsin bir hakiki meşayihi bulsun da tam manasıyla Allah’a
itaat etmiş, Allah’ın emrini yerine getirmiş olsun, orada yol alsın,
terakki etsin.
Bunlarda namaz yok. İcabında helal, haram bilmiyorlar. Bu za-
manımızda böyleleri var, Allah bunlardan Müslümanlar’ı korusun.
Sakın her Mürşide varma hazer kıl
Görürsen anda noksan-ı şeriat
Kelâm-ı kibârda böyle buyuruyor.
Sakın her Mürşide yani her Mürşidim diyene varma, hazer kıl
diyor. Ondan kork, sakın. Eğer onun şeriatında noksanlık görüyor-
san ona Mürşit de deme, ona yanaşma. Bir de buyuruyor ki:
Her Mürşide gönül verme
Yolunu sarpa uğratır
Bunlara gudde-i tarik deniliyor. Yani şeriatsız olan tarikatlar
varsa, meşayihler varsa, bunlar gudde-i tariktir. Yani Müslüman-
lar’ın yolunu kesenler, gitme. Çünkü Allah’a ilimle gidilir. Allah’a
ibadetle gidilir. İlim bildiriyor, amel yaklaştırıyor.
24
Cenâb-ı Hakk: “Kulum bana nafile ibadetle yaklaşır. ” buyu-
ruyor. Nafile ibadeti insan yaparsa sevabı çoktur, yapmazsa günahı
24 Buhari, Rikak 38.