Page 215 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 215
210 Gülden Bülbüllere
Diyor ki sen bu dünyaya bir av avlamaya geldin. Nasıl bir ava
geldin? Beşer dilberlerinden bir güzel avlamaya geldin. Ama sen
dünyaya av oldun, diyor.
Niçin dünyaya av oldun? Senin ahd-i misakın var, onu unuttun
onun için dünyaya av oldun.
Sen o ahd-i misakı unutmasaydın, o ahd-i misakın, o sözün üze-
rinde dursaydın, senin bu dünyada bir avın vardı. Yani beşeriyetin-
den kurtaracaktın, kemal sıfatla sıfatlaşacaktın.
Beşer dilberlerinden bir güzel saydına…
Şikâr; av almaya geldin. Sen ahd-i misakının üzerinde dursay-
dın, Allah’a vermiş olduğun sözün üzerinde dursaydın, avı alıp bu
güzelliği elde edecektin.
Veyahut da bu beşer dilberlerinden bir güzel ise Evliyaullah’ın
velayetidir. Yani o av bir meşayihi bulmaktır. Bir meşayihi tanı-
maktır, bir Evliyaullah’ı bilmektir. Ama bir insan Evliyaullah’ı
bilemezse dünyaya muhakkak av olur.
Çünkü ne için? Cenâb-ı Hakk Evliyaullah’ı bir vasıta etmiştir.
Ancak müridin gönlünden masivayı çıkaran Evliyaullah’tır. Çünkü
başka bir kelâmından bu anlaşılıyor:
Masivanin illetinden pâk edip bu gönlümü
Kıl tarik-i Nakşibend’in hadimi Allah için
Demek ki insanların gönlünden masiva neyle çıkıyormuş? Nak-
şibendî tarikatına girmek, orada hizmet görmekle çıkıyormuş. Son-
ra bir de buyuruyor ki:
Gönlümün put hanesinden hubb-ı dünya nakşını
Bir de buyuruluyor ki “Bir insan kalbinde neyi beslerse, neyi
severse, neyi tutarsa, onun mabududur.” Bir insan eğer hakikaten
kalbini masivadan temizlemezse paklamazsa puthanedir.
Gönlümün puthanesinden hubb-ı dünya nakşını
Pute-i aşkında yaktı nârına perva gibi
Senin de gönlünde bir mabudun var, diyor. Senin gönlündeki
mabudundan bir sevgi, bir aşk ver ki nasıl kelebek ateşe vurur ken-