Page 239 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 239

234                                         Gülden Bülbüllere

                                                              4
            Peygamberimiz: “Din nasihat, din nasihat, din nasihat. ” buyu-
          ruyor. Ama nasihat ikidir. Vaizdir, sohbettir.
            Vaiz insanları irşat etmiyor. Vaiz insanları ancak uslulaştırıyor,
          ehlileştiriyor.  Kötü  ahlâklarından  vazgeçirmeye  çalışıyor.  Tabii
          insan yine kötü ahlâklarından geçemiyor. Kötü ahlâklarından vaz-
          geçse tabii insanlardan seçiliyor.
            Esasen insan tasavvufa girmezse, olgunlaşamaz. Kâmil bir in-
          san olamaz. Kâmil bir insan olmak için hakikate ulaşacak. Hakki-
          kate ulaşmak için de tarikatı olacak. Bir de marifet vardır. Ama her
          hakikati olanlar marifete ulaşamıyorlar.
            Ama her hakikate ulaşan insan kâmil insandır. Kâmil insanlar-
          dan  seçilen  ancak  marifete  ulaşıyor.  Onlar  da  seçilenlerden  daha
          seçilmiş, kâmil olanlardan seçilmiştir.
            Kâmillerin  de  kâmil-i  mükemmil  olur.  Bir  kâmil  var  bir  de
          kâmil-i mükemmil var.

            Kâmil  yetişmiştir.  Kâmil  mükemmil  hem  yetişmiş  hem  yetiş-
          tirme  kabiliyeti  var.  Kâmil  yetişmiş ama yetiştirici değil.  Yetişip
          yetiştiren  ile  yetişip  yetiştiremeyenler  çok  farklıdır.  Aralarında
          dağlar kadar fark var.

                 Dünyaya geldim gitmeye
                 İlim ile hilm’e yetmeye
            Allah bize akıl vermiş. Bir de inancımız da var. Kâfirler, ahirete
          inanmayanlar  için  sadece  maddiyat  var,  her  şey  maddedir.  Onlar
          yok olunca daha da var olacağına inanmıyorlar. Her inanan, öbür
          âleme inanan bunları kabullenmesi lazımdır.
                 Dünyaya geldim gitmeye
            Niye gelmiş? Nereye gidiyor?
                 İlim ile hilm’e yetmeye
            İlimden mana nedir? İlimden mana Allah’ı bilmek, Allah’a itaat
          etmektir.

          4   Buhari, İman, 42.
   234   235   236   237   238   239   240   241   242   243   244