Page 241 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 241
236 Gülden Bülbüllere
Niçin böyle buyrulmuş? “Küllüküm râin ve küllüküm
6
mes’ûlün ” emri şerifi var. “Herkes güttüğü sürünün çobanıdır,
mesulüdür.” Onun için bir hane reisi hanımından da mesul, çocu-
ğundan da mesul, mâlından da mesul, her şeyinden mesuldür.
Onun üzerinde hepsinin bir hakkı vardır. Hepsinin hakkını ver-
mek, hepsinin hakkını ödemek lazımdır.
Hepsinin hakkını ancak Allah’a itaat etmek ile öder. Allah’ı
hepsinden daha çok sevecek ki ödeyebilsin.
7
Cenâb-ı Hakk: “İnnemâ emvâlukum ve evlâdukum fitne ” buyu-
ruyor. “Sizin o çok sevdiğiniz mallarınız evlatlarınız fitnedir.” O
mâl evlat kadar sevilmez. Her şeyden fazla sevilen evlada da fitne
demiş. Niye buyurmuş? Çünkü en fazla sevilecek Allah’tır.
Allah sevgisi, evlat sevgisi dâhil bütün sevgilerin üzerine çıka-
cak. Hepsinden de fazla sevilecek Allah’tır.
Sevilenler de Allah için sevilecek. Evladını mı seviyorsun?
Sende emanettir, emanete saygı lazımdır. Emaneti sevmek de la-
zım.
Zaten sevilirse saygı gösterilir. Sevilmezse saygı gösterilmez.
İşte burada seviliyor ama saygı gösterilmiyor.
Saygı gösteriliyor ama sevilmiyor.
Görün nice mahbûb-ı Hûda var bu beşerde
Mahbûb-ı Hûda nedir? Mahbûb güzel anlamına geliyor. Hûda
zaten Allah’ın ismidir. Bu beşeriyette yani insanların içerisinde
Allah’ın güzelleri var, diyor.
Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve şerde
Seydâ-yı cihan; seydâ demek, bizde seyyid deniliyor. O şarkî
Kürt ıstılahınca meşayıhlara, büyüklere seydâ deniliyor.
6 Riyazüs Salihin, 654.
7 Tegabun, 64/15.