Page 256 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 256
Tasavvuf Sohbetleri 5 251
Ne olur? Ebedî cehennemde kalırız, hiç kurtuluşu yoktur. Ama
Allah’a ahirete inanmamız, cennete cehenneme inanmamız sadece
bununla da olmuyor. Allah’a inandıysak, bize Kitap göndermiş,
Kitap’ta yasakları var, emirleri var, bunları tutmak mecburiyeti var.
Peygamber göndermiş ve Peygamber’e tâbi olmak mecburiyeti
var. Cenâb-ı Hakk’ın emri var: “Habibim bana itaat eden sana tâbi
5
olsun, sana tâbi olmayan bana itaat etmiş değildir. ”
İtaat Kur’an’dır, tâbi olmak da sünnettir.
Zaten Kitapsız, sünnet insanı kurtarmaz. Çok Kitap ehli var ama
ehl-i sünnet de şimdi azdır. İnşallah biz hem ehl-i kitabız hem de
ehl-i sünnetiz.
Onun için işte Rabbi’l-Âlemin, Rabbi’l-Müslimin değil. Sadece
Müslümanlar’ın Rabbi değil kâfirlerin de Rabbi’dir. Fakat onlar
bilsinler, bilmesinler bir gün olacak, onlar da bilecekler.
Mademki Allah bu insanları bilinmesi için halk etmişse ve bu
insanlar da Rabbısı’nı bilmek için dünyaya gelmişse burada bilme-
yenler orada bilecekler.
İkindi namazından sonra okuduğumuz aşirde “ve yekûlul kafiru
6
ya leyteni küntü tûraba ” “Azabı gören kâfirler, ya Rabbi sen bizi
dünya âleminde toprak halk etseydin de bu azabı görmeseydik.”
diye o zaman Allah’ı tanıyacaklar.
Çünkü tanımak mecburiyeti var. Mademki Allah “ve ma halak-
7
tul cinne vel inse illa li ya’budun ” buyuruyor. “Biz insanları cinle-
ri halk ettik, bizi mabud bilsinler, itaat etsinler.”
Demek ki burada bilmek bizim kurtuluşumuzdur. Burada bil-
meyenler ahirette kurtulamaz. Bilecekler ama daha orada kurtula-
mazlar.
5
Al-i İmran ,3/31.
6 Nebe, 78/40.
7 Zariyat, 51/56.