Page 28 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 28

Tasavvuf Sohbetleri 5                                    23

            İnsanda evvel kalp âlemi açılırmış. Ondan sonra ruh âlemi açı-
          lırmış.  Ondan  sonra  sır  âlemi  açılırmış.  Ondan  sonra  havf  âlemi
          açılırmış.
            Havf  âleminde  onun  üzerine  Allah’ın  havf  sıfatı  çöküyormuş.
          Ama bu havf sıfatı ne için ona çöküyormuş? Allah’a çok yaklaştığı
          için o taşımış olduğu bir mesuliyet, görevin havfi ona düşüyormuş.
            Evliyaullah’taki bu havf nedir?
            Evliyaullah’ın eğer 40 bin tane müridi varsa, 40 bin tane müri-
          dinin havfini çekiyor. 40 bin tane müridinin içerisinden bir tanesine
          hata gelmesini istemez. Onların havfini çekiyor.
            İşte,  Evliyaullah’ın  rabıta  nuru  müridin  zahirini,  nefsini  ihata
          etmiştir. Nefsini terbiye eder.
            Evliyaullah’ın zahirde bir yaşantısı var. Bizde Rabıta’dan mak-
          sat,  Rabıta-yı  Nakş-ı  Hayal  var.  Bir  de  Rabıta-yı  Nakş-ı  Cemal
          vardır.
            Rabıta-yı Nakş-ı Cemal’i Cumhuriyet’ten bu yana kapatmışlar,
          göstermezler.  Çünkü  bu  zamanımızda  Rabıta-yı  Nakş-ı  Cemal’i
          görenler idare edemezler, yaşayamazlar, o nedenle yaşatmazlar.
            Rabıta-yı Nakş-ı Cemal eskiden kimde tecelli ediyorsa, kim gö-
          rüyorsa,  yani  Evliyaullah’ın  ma’nevî  yüzü  kime  görünüyorsa  o
          insan ne oluyormuş? Aptallaşıyormuş.
            Aptallaşıyor  deyince  yani tamamen  yemekten, içmekten,  mai-
          şetten, çalışmaktan her şeyden dûr oluyormuş. Konuşmaz, açlığını
          bilmez. Uykusuz mu, susuz mu hiçbir şey bilemez. Böyle gözleri
          bir noktaya bakakalıyor. Baygın değil, ölü değil; sağ, diri. Efendim
          nefesi, her şeyi normal, rengi yerinde, bir iniltisi yok, hiçbir şeyi
          yok.  Ancak  gözleri  bir  noktada,  oradan  ayırmıyor.  Konuşmuyor,
          yemiyor, içmiyor, çalışmıyor, namazını da kılamıyor, ibadetini de
          yapamıyor, böyle bir halde oluyor.
            Bu zamanımızda şimdi o hazmedilmez, taşınmaz. Bir kimsede o
          hâl tecelli ederse onun hâlinden bilen olmaz.
            Ne yaparlar bunu? Götürürler doktora, doktor bir şey anlamaz.
          Götürürler hocaya, hoca bir şey anlamaz. Çünkü zahirde bir şeyi
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33