Page 23 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 23
18 Gülden Bülbüllere
Böyle bunlar varsa ilmi olan ilmiyle anlıyor ki bu adam bir ve-
lidir. Bunun yaşantısı, ahlâkı, hareketi, bütün tevazusu ile bu bir
velidir. Bunu öyle anlar ve ilmiyle bilir.
Bir de ayne’l-yakîn bilmek var. Onu Mürşit olarak kabul eden
talip ondan bir ders alır. Hizmetini yapa yapa ona yaklaşır. Ayne’l-
yakîn, yakînen bilir. Onun veli olduğuna şüphesi kalmaz, yaklaşır
çünkü.
Ama bir de hakke’l-yakîn bilmek var ki kendi varlığı onda yok
oluyor. Onun varlığı sevende var oluyor ki o zaman işte fenafiş-
şeyh oluyor. İşte kendisi de veli sınıfına dâhil oluyor.
İşte o zaman nefs-i emmareden, nefs-i levvameden, nefs-i mül-
himeden, nefs-i mutmainneye geçiyor. O da muhakkak suret deği-
şiyor. O da anasır-ı zıddiyetini değişiyor. Zaten anasır-ı zıddiyetini
değişmese fenafişşeyh olamaz, şeyhinde fani olamaz. Bu da hak-
ke’l-yakîn bilmektir.
Şimdi Allah’a şükür biz ilme’l-yakîn bilmişiz. Ayne’l-yakîn de
bilmişiz. Niye? Ayne’l-yakîn bilmişiz ki yakînen onun Mürşit ol-
duğuna inanmışız, elinden tutmuşuz, evladı olmuşuz, hizmetini de
görüyoruz.
Seni göreyim, hizmetini öyle azimli yap ki hizmetini öyle istek-
li yap ki ve o hizmetinle sevesin, sevilesin. Hizmetinle sevilirsen,
seversen eğer o zaman ne olur? Bu sevgi arta arta, büyüye büyüye,
seni ihata eder. Bu sevgi seni ihata edince artık o zaman ne olur?
Artık sen kendi canından da varlığından da kurtulursun.
Bir insan her şeyi canı için yok eder. Kendi hayatı için her şeyi-
ni yok eder. Hayatını ne için yok edebilir? Hayatını ancak kendi
nefsinden fazla sevmiş olduğu bir kimse olursa hayatını ona bahşe-
debilir.
Onun hakkında Peygamber Efendimiz, Hazreti Ömer (r.a) Haz-
retleri’ne sordu.
— Ya Ömer bizi ne kadar sevebiliyorsun?
— Ya Resulullah, nefsimden maada her şeyden çok seviyorum.
— Ya Ömer, senin imanın kemali bulmamış. Sen bizi nefsinden
fazla seveceksin ki imanın kemali bulsun.