Page 355 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 355

350                                         Gülden Bülbüllere

            —  Ben  meleğim,  ibadete  ihtiyacım  yoktur.  Sen  iki  yüz  sene
          ibadetinle cennete gidiyordun, hâlbuki senin iki yüz senelik ibade-
          tin ancak bir dişin ediyor.

            İşte  Nakşibendî  Efendimiz  Hazretleri  de  “Şekertüm  kefertüm”
          “Her kim ki ben şükrettim derse kâfir olur.” buyurmuş. Kul nerede,
          şükür etmek nerededir?
            Cenâb-ı Hakk, kula bu kadar sayısız nimet vermiş. Vücut sağlı-
          ğı vermiş. Bir insanın, kulun şükrü en basit olan otuz iki tane di-
          şinden bir tanesinin karşılığı değildir.

            Demek ki şükür burada acziyettir.
            Her kim ki acziyetini bilirse şükre yönelmiş olur.
            Neyse yine de şükrolsun diyeceğiz. Çünkü şükür nimetimizi art-
          tıracaktır.
            Cenâb-ı Hakk: “Ben kuluma vermiş olduğum nimetlerin kıyme-
                                                6
          tini bilirse ben onu büyütürüm, yükseltirim. ” buyuruyor. Bilmezse
          onun elinden alırım.
            Demek ki şükür bizim nimetimizi arttıracaktır. Bizim nimetimi-
          zi nasıl arttıracaktır?

            Allah bizi Müslüman halk etmiştir. Cenâb-ı Hakk şükredersek
          bize daha kuvvetli iman verir, daha gayret verir, amelimiz de olur.
          İnancımız  âmelimizle  birleşirse  bizim  için  büyük  nimet  nedir?
          Cennettir.
            Bizim için büyük nimet, artan nimet nedir? Cemâlullah’tır. Al-
          lah’ın Cemalullah’ını müşade etmektir. Bunlar şükre dayanıyor.
                                                                   7
            Müridin terakkisinde ikincisi, fikirdir. “Festakim kema ümirt ”
          “Doğru ol,  doğruluktan  ayrılma”  ayet-i  kerimesi var.  Peygamber
          Efendimiz’e bu ayeti celile gelmeden evvel mübarek lihye-yi şeri-
          finde  hiç  ak  yokmuş,  simsiyah  karaymış.  Bu  ayet-i  kerime  nazil
          olup gelince Peygamber Efendimiz’e bir korku, havf düşmüş, üze-

          6   İbrahim, 14/7.
          7   Hûd, 11/112.
   350   351   352   353   354   355   356   357   358   359   360