Page 36 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 36
Tasavvuf Sohbetleri 5 31
Mesela, bir bölük komutanının maiyeti ancak o bölüğün erleri-
dir. Başka bir bölük komutanı o erlerin kumandanı olamaz.
Her ne kadar olamaz ama başka bir subay geldiği zaman ona
ta’zimini yapmayacak mı? Yapacaktır ama onun kumandanı değil-
dir. Kumandanı kimdir? Kendi bölük komutanıdır.
Mesela, bir taburun dört tane bölüğü var. Her bölüğün yüzbaşısı
kendi bölüğünün kumandanıdır, erlerinin kumandanıdır. Ama tabur
komutanı hepsinin kumandanıdır.
Bir alayın dört tane taburu vardır. Her alay kumandanı, kendi
taburunun kumandanıdır. Kendi taburunun erleri de onun erleridir;
subayları, onun maiyetidir.
Fakat tümen komutanı alayın subaylarının ve erlerinin de ku-
mandanıdır, gittikçe böyle büyüyor.
Öyleyse demek ki bu Evliyaullahlar’da, meşayihlerde böyledir.
Meşayihlerde tebliğ memuru var, irşat memuru var, gavs var, kutup
var.
Tebliğ memurlarının belki yetkisi yoktur. Bir tebliğ memuru ta-
rikatı neşretmiş, gezmiş, dolanmış ve ders vermiş. Müritleri isterse
çok ırakta olsun, o müritlerinden haberdar olamıyorsa onun aslı
vardır.
Onun meşayihi asıldır. Çünkü vekilin vekili olamaz, ancak ası-
lın vekili olur. Bir meşayih; vekil halife tayin etmişse o vekil hali-
fe, bir daha vekil halife tayin edemez.
Onun için meşayih içerisinde tebliğ memurları var. Güruh-ı ev-
liyadan bu arz üzerinde hizmet görenlerden her yerde bilinen, görü-
len, duyulan hangi tarikattan olursa olsun, Kadirî’den Rufaî’den,
Nakşî’den olsun, o tarikatın tebliğ memuru vardır, irşat memuru
vardır.
Tebliğ memuru tebliğ eder, bir müride dersini verir. Mürit o
tebliğ memurundan almış olduğu dersini yaparsa feyzini de alabi-
lir, terakkisini de yapar. Makam mevki de ihrâz eder, terakki eder.
Yalnız müridin terakkisine tebliğ memuru vesile olamıyorsa,
yani bir müride makam ona ihrâz edemiyorsa, uğramış olduğu bir
halden geçiremiyorsa, o tebliğ memurunun aslı vardır, o yapar.