Page 40 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 40
Tasavvuf Sohbetleri 5 35
ama bir yolla doğudan, batıdan gelen bir yolla bu şehre giriliyor-
muş. O da bir kapı sayılır.
Ashabın içerisinde Peygamber Efendimiz’den sonra en fazla
âlim olan Hazreti Ali Efendimiz; ilmi üstün ve yüksek olandır.
Fakat Hazreti Ali Efendimiz ne buyuruyor? “İlim bir noktadır,
cahiller onu çoğalttı.” Hâşâ, burada kendisini cahil mi ediyor?
Hayır, o değil.
Onun için ilim bir noktadır. O nokta da Allah aşkıdır.
Kimin kalbinde Allah aşkı doğuyorsa, o ilmin noktasını okumuş
oluyor, o bilmiş oluyor.
Fakat aşk öyle bir ilim ki, onun kalbinden diğer ilimleri siliyor.
Ne kadar bilgiler, ilimler varsa onun kafasından, gönlünden aşk
siliyor. Zaten onlar silinmese o doğmuyor, meydana gelmiyor.
Ledünni ilmi, kalp ilmi değil mi? Evet.
Zahir ilmi insanların kalbinden, gönlünden silinmedikten sonra
ledünni ilmi onun kalbinden doğmaz.
Mevlana’yı düşünelim, o büyük bir âlimdi. Şems ona ne yaptı?
Geldi, onun ilmini elinden aldı, dindon –şaşkın- etti. Delilerin,
sarhoşların, cahillerin yapmadığı işleri ona yaptırdı. İşte onu bir
aşka, cereyana kaptırdı.
Bir insan cereyana kapıldığı zaman ne kadar güçlü olursa olsun
onda daha irade olur mu? Olmaz. İşte aşk da insanları böyle
ma’nevî bir cereyana kaptırır.
Aşktırır beni avare eyleyen
Aşktırır beni sergardan eyleyen
Aşktırır beni zarı zarı ağlatan
Aşk insanları gezdirir de, aşk insanları avare de eder. Yani dün-
yadan da soğutur. Daha onda yemek, içmek, çalışmak, kazanmak,
harcamak isteği kalmaz. Aşk insanları zarı zarı ağlatır da.
Mecnun’a aşk ne yapmış? Yıllar boyu gece gündüz dağlarda in-
letmiş, ağlatmış, gezdirmiş.