Page 47 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 47

42                                          Gülden Bülbüllere

          Cenâb-ı  Hakk’ın  hoşuna  gelecek  şekilde  yapmışlar.  Ama  bir  de
          uydukları sünnetler var.
            Sünnetler  Peygamber  Efendimiz’in  yaşantısı,  amelleri,  işlemi,
          icraatıdır. Sünnette ashabın da payı var, sadece Peygamber Efen-
          dimiz’in yaşantısı değil.
            Peygamber Efendimiz yapmış bir şey, herkes onu sünnet olarak
          kabullenmiş. Bir de var ki üç beş tane sahabe bir amel işlemişler,
          bir iş işlemişler. Bunu sormuşlar. Demişler ki: Ya Resulullah biz
          bu  işi  böyle  yaptık.  Peygamber  Efendimiz  “güzel  yapmışsınız”
          demişse  o  da  olmuş  sünnet.  Yok,  “bu  iyi  değil,  bunu  terk  edin”
          demişse, o sünnet olmamış.
            Öyleyse şimdi İslâm’da bir kıyafet, bir de yaşantı var. Müslü-
          man’ın yemesinde, içmesinde, almasında, vermesinde, oturmasın-
          da,  kalkmasında,  gezmesinde  bütün  bunlarda  bir  ölçü  var.  Ya
          Cenâb-ı Hakk Kur’an ile bildirmiş ya da Peygamber Efendimiz o
          sünneti kendisi işlemiş. Onda görülmüş bize sünnet olarak kalmış.
            Şimdi  Peygamber  Efendimiz’den  ve  ashaptan  sonra neler  icat
          edilmişse bunların hepsi bid’at olmuştur.
            Yalnız burada şimdi bid’atı da ulemâ ikiye ayırıyor: Bid’at-ı ha-
          sene, bid’at-ı seyyie diye.
            Bid’at-ı hasene hayra doğru, sevaba yönelenler. Bid’at-ı seyyie
          ise  günaha  yakın  olanlar,  şerre  kayanlardır.  Şimdi  biz  burada
          bid’at-ı seyyie mi, bid’at-ı hasene mi olduğunu nereden bileceğiz?
          Ancak burada:
                 Bırak bu masiva ile hevayı
                 Pîr-i Sami gibi bul reh numayı
                 Delil eyle o zatı evliyayı
                 Bu berzah âlemin geçmek dilersen
                 Beka gülşanına göçmek dilersen
            İşte ancak fırka-i nâci kim ve nasıl olduğu burada meydana çı-
          kıyor.  Peygamber  Efendimiz,  “Kitap’a  ve  sünnetime  sarılanlar
          fırka-i nâcidir. Kitap’tan ve sünnetimden ayrılanlar fırka-i nârdır.
          Benim ve ashabımın izini izleyenler fırka-i nâci; benim ve ashabı-
          mın izinden kayanlar fırka-i nârdır.”  buyuruyor.
   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52