Page 46 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 46
Tasavvuf Sohbetleri 5 41
etsin, insanlar onu saysın, sevsin, hürmet etsin, malı satılsın diye
kendisini Müslüman gösteriyor.
Buradaki ise Müslümandır ve Müslümanlar için daha faydalı
olayım diye amelini gizlemiş, kıyafeti ile sanki kendisini inanma-
yanlardan gibi gösteriyor.
Öbürü de aldatmak için amel işliyor. O da kendisini kurtarmak
için ve Müslümanlar’a, insanlara, memleketine yararlı faydalı ol-
mak için imanını gizliyor ve amelini göstermiyor. Bak bunlar şimdi
zamanımızda var.
Onun için Cenâb-ı Hakk, insanları üç sınıf üzerine halk etmiş:
ehl-i dünya, ehl-i ahiret, ehl-i huzur.
Ehl-i dünya, dünyayı sevenler. Sadece müşrikler mi dünyayı
sever? Müslüman beldesinde doğmuş, Müslüman sülbünden gel-
miş, ona Müslüman ismi koyulmuş ve Müslüman’ım diye de övü-
nüyor, geçiniyor. Fakat dünyayı çok seviyor, dünyaperest olmuş. O
da cehennemden kurtaramaz. İşte ehl-i nar onlardır. Her kim ki ehl-
i dünyadır, o ehl-i nârdır. Dünyayı seviyorsa gideceği yer cehen-
nemdir.
İşte onun için Peygamber Efendimiz “Ümmetim yetmiş üç fırka
olacak, yetmiş iki tanesi fırka-i nar, bir tanesi fırka-i nâci” buyur-
muş.
Ashap sormuşlar, Ya Resulullah, bu fırka-i nâci kim oluyor,
hangisidir? Buyurmuş ki “Benim ve ashabımın izini izleyen fırka-i
nâcidir. Kitap’a ve sünnetime sarılan fırka-i nâcidir. Kitap’tan,
sünnetten ayrılan fırka-i nârdır. Benim ve ashabımın izini bırakıp
izinden ayrılanlar fırka-i nârdır.”
Düşünelim bu zamanımızda Kitap da icraat edilmiyor, sünnet
de yok zaten. Niye? Sünnetlerin yerini bid’atlar almış.
Bid’at hangisi, sünnet hangisidir? Malumunuz sünnet, Peygam-
ber Efendimiz’den görülenler ve ashaptan görülenlerdir.
Cenâb-ı Hakk kitap göndermiş, İslâm daha yeni geliyor, gelişi-
yor, büyüyor, o zamanda yemelerinden, içmelerinden, oturmaların-
dan, kalkmalarından, konuşmalarından, almalarından, vermelerin-
den hepsini bir ölçüye, İslâmî ve Allah’ın emri hududuna göre,