Page 77 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 77
72 Gülden Bülbüllere
istersem veriyor, gönderiyor. Cennet taamı geliyor, ben istemiyo-
rum. Bu kuru arpa ekmeğine razı oluyorum, kanaat ediyorum. Beni
buraya hapsetmişler. Onlar zannediyor beni buraya hapsetmişler.
Hâlbuki ben her zaman için duvardan yol açılıyor. Beni bir şey
hapsetmez, kapatmaz. Duvar bak açıldı, çıkmıyorum, gitmiyorum.
Yine burada sabredip bekliyorum.
Onun için:
Olârın ruhlarının yok kararı
Dolanırlar zemîni âsumânı
Evliyaullah’ın ruhu sadece cesedinde kapalı değildir. İşte kafes-
ten boşanmış bir kuş gibi her tarafı gezer, her tarafa gider, çıkar,
dolanır.
Kabirde de kapalı olmaz, kapalı değildir. Onlar ölürler ama on-
ların cesetleri gözden pinhan olur. Onların ruhları zaten hay’dır.
İşte Allah’a şükür, Elhamdülillah, Nakşibendi Efendimiz öyle
buyuruyor: “Sair tarikatların nihayet kârını biz bidayete getirdik.”
Yani burada bizim anlayacağımız sair tarikatlar esma nuru, sıfat
nurundan geçmedikten sonra zat nuruna gelemiyorlar. Onlar nefis
yoluyla ilerliyorlar, gidiyorlar. Bütün nefsanî arzularından geçme-
dikten sonra onların kalplerinde aşk tecelli etmiyor, aşka dûçâr
olmuyorlar.
Ama bizimki öyle değil. Bizimkinde bidayette sana bir aşk ve-
rirler, kalbine Allah sevgisi verirler. Ama şart olan o sevgiyi muha-
faza edeceksin.
Neyle muhafaza edeceksin? O senin sevginle muhafaza edecek-
sin. Mesela, yanan bir mum ışığını üfürdün mü söner değil mi? Su
attın mı söner.
Bu nispetin, bu muhabbetin zıddı da nedir?
Gadaptır, hırstır, bir de kindir.
Eğer gadabını yendiysen, hırsın olmadıysa, bir de kimseye kin
tutmadıysan her şeyi bağışlayıcı olduysan senin nispetin sönmez
büyür. Senin muhabbetin artar, çoğalır, büyür büyür ne zamanki
kalbini doldurursa işte o zaman ne oldun?