Page 74 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 74
Tasavvuf Sohbetleri 5 69
timiz bunlar bir defa şeriatımız olacak. Bir de tarikattaki hizmetle-
rimiz, çok azimli çok istekli kılmamız lazım.
Doğan isminde bir kuş var, o çok süratli. Onun önünden hiçbir
canlı kurtulamıyor. Bir avı gördüğü zaman onu alır, kurtulamaz-
mış. Onun süratinden çok süratli olduğu için hiçbir şey onun elin-
den kurtulamıyor.
Sa’yında doğan gibi olacakmış. Sebâtında kelp gibi olacakmış,
affedersiniz.
Cenâb-ı Hakk kelpte de bir hassa halk etmiş. Murdar pis hayvan
ama onda da bir hassa var. Her kötüde Cenâb-ı Hakk bir hassa halk
etmiştir. Cenâb-ı Hakk ne kadar çirkin olursa olsun, onda da bir
hassa, onda da bir maharet bir marifet halk etmiştir.
Kelpteki hassa ne? Kelp de ağasının kapısını bekliyor. Aç da
kalsa bırakıp gitmiyor.
Ağasının kapısını bırakıp gidene salakana denilir, sevilmiyor
ona kıymet verilmiyor. Ama esas hakiki köpek, ağasının kapısını
bekleyendir. Aç da kalsa bekliyor, gitmiyor. Ona bir üstühân, bir
kemik parçası atılırsa kemirir durur. Atmazsa yine orada aç bekler,
durur, gitmiyor.
İşte talip buymuş, mürit böyle olacakmış.
Sa’yında doğan gibi, sebâtında kelp gibi.
Benim şu kadar dersim var, şu kadar hizmetim var. Şu kadar
senedir ben bir şey görmedim, bir şey göstermedi, bir şey vermedi-
ler bir şeyden haberim yok demeyeceksin.
Sabr eyle gönül
Hüsn ilinin bâbı açıktır
İhsânı da çoktur
Sen o kapıyı bekle o kapı sana bir gün açılacak. Yeter ki bekle-
yici ol, bekle, bir tarafa gitme.
Onun için Allah’a şükür, elhamdülillah, hamdolsun, şükrolsun.
Çok şükür, bin şükür, nihayetsiz şükürler olsun. Yolumuz bizim
büyük yol, yolumuz kolay yol, yolumuz kısa yol.