Page 79 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 79

74                                          Gülden Bülbüllere

            Bir insan davasına sahip olacak. İnsan inanmış olduğu bir dava-
          nın peşinde gider. Davasına inanmaz, laçka olursa o davanın pe-
          şinde gitmez. Laçkalıkla gevşeklikle de hiçbir şey elde olmaz.

                 İnsana sadakat yakışır görse de ikrah
            Yani insanlar her şeye ciddi samimi olacak. Burada da ciddiyet
          istiyor. O zaman bizdeki ciddiyet nedir?

                 Heva-yı hevesten ayık olmadım
                 Asla bir amele faik olmadım
                 Esrar-ı pîrime layık olmadım
            Heva-yı heves yani dünya arzularından, nefsanî arzulardan ge-
          çin.  Bunlar  sizi  oyalar,  nimetinizden  mahrum  eder.  Bunlar  sizin
          yolculuğunuzu başa vurdurmaz.
                 Heva-yı hevesten ayık olmadım

                 Asla bir amele faik olmadım
            Yani nefsanî, hevaî arzularım beni bırakmadı ki amellerimi sağ-
          lam  yapayım,  işleyeyim.  Amelimi  de  işleyemediğim  gibi  esrar-ı
          pîrime de layık olmadım.
            Öyleyse  burada  şimdi  ciddiyet  lazımdır.  Zaten  Allah’a  şükür
          zahir şeriatımız nedir? Namazımız, abdestimiz, orucumuz ne em-
          redilmişse bunları yapmaktır.
            Helal-haram,  günah-sevap,  hayır-şer  bunları  bildiğimiz  kadar
          tatbik edeceğiz. Bilmiyoruz demeyeceksin, Allah seni inananlardan
          halk etmiş. Sen Müslüman beldesinde doğmuşsun. Müslüman an-
          neden babadan gelmişsin. Az da olsa senin günahta sevapta, hayır-
          da şerde bir bilgin var. Gördüğün var, gördüklerin var, işittiklerin
          var. Sen bunlarla amel etmen lazımdır.

            Cenâb-ı Hakk’ın bize vaadi var. Buyuruyor ki: “Herkes bildiği-
          nin âlimidir. Herkes bildiği ile amel ederse bilmediklerini biz ona
                  8
          öğretiriz. ”  Burada  iki  anlam  var:  Anlamın  birisi  şudur:  Sen  bir
          günahı biliyorsun on tane günahın içinden bir tanesini biliyorsun.

          8   Camiül-ûlum vel Hikem, c. 1, s. 342.
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84