Page 122 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 122
Altın Silsile 105
Ebubekir Sıddık Efendimiz’in çok akıllı güçlü kuvvetli, bece-
rikli bir kölesi varmış. Herkesin gözü varmış o kölede.
—Satmam ama senin kölenle değişirsen değişirim, diyor.
O da inanmamış bir köle imiş. Hz. Ebubekir:
—Değişirim, diyor.
Sevinerek geliyor. Herkesin gözü olan köleyi veriyor. Diğerini
alıyor. Çünkü niye? O Müslüman olduğu için. Kendi kölesinden
daha kıymetli. Sevinerek geliyor. İnanmayan köleyi verdim. Bunu
aldım diye düşünerek seviniyor.
Diğer adam da diyor ki:
—Bak Ebubekir’i çok akıllı bilirdiniz. O miskin zayıf köleyi
verdim de bu güçlü köleyi aldım.
Peygamber Efendimiz’e götürüyor. O da onu müezzin olarak
tayin ediyor. (GB1)
...
Hulefâ-i Râşidîn: Dört halife. Bunları birbirinden ayırt etmeye-
ceğiz. Dördüne de sevgimiz müsâvi olacak. Cenabı Hak da Resu-
lullah Efendimiz’e mübârekler için dört yarim diyor. Her birisinin
hususiyetleri var. Allah bile Sıddık-ı Ekber Efendimiz’in sadâkati-
ni, çok doğru olduğunu söylüyor. Gökteki meleklere onu övüyor,
methediyor. Bir seferinde Allah-u Teâlâ diyor ki:
“Habibim, söyle ki: Ben Sıddık kulumdan râzıyım. O da benden
77
râzı mı? ”(GB3)
...
Cenabı Hak: “Ve kûnû meas sadıkîyn” ayeti kerimesinde “Sa-
dıklarla beraber olun” buyuruyor. Sadıklar kimmiş? Sadıklar da
yine onlar.
Mesela niye Sıddık denildi? Ebu Bekir idi niye Sıddık denildi?
Onun sadakatinden dolayı denildi. Onun sadakati neydi? Sadakati
Peygamber efendimizi taşladıkları zaman gelen taşlara kendi vücu-
77 Kenzu’l-Ummal, h. no: 35649