Page 121 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 121

Gülden Bülbüllere

            —Ya  Resulullah,  her  akşam  yattığım  zaman  sabah  kalkamam
          diye biliyorum.
            “Ya Ebubekir, sen nasıl biliyorsun?”
            —Ya Resulullah: Öyle bir nefes ki girer, çıkmaz; çıkar, girmez.
          Bir  nefes  aldığım  zaman  vereceğime  bir  senedim  yok.  Verdiğim
          zaman da alacağıma bir senedim yok. Ben ölümü böyle biliyorum.
          Demiş.
            Resulullah demiş ki:
            “Ya Ömer! Ebubekir ölümü ne kadar yakın düşünüyor. Sen bu-
          na göre ne kadar uzun düşünüyorsun.” Demiş. (GB3)
          ...
            Bilal-i Habeşî Hazretleri, Peygamber Efendimiz’e en çok inan-
          mayanlardan birisinin kölesi imiş. Ama zayıf, siyah. Habeş zenci-
          lerinden. Müslüman olmuş. Peygamber Efendimiz’e gelmiş. Ağası
          bunu duyunca:
            —Sen niye gittin Muhammed’e? Gel, vazgeç! diyor.
            Onu  “Lâ  ilâhe  illallâh”  derken  duyuyor.  Bunun  için  de  ona
          azap veriyor. Kuma gömüyor. Sıcak ve hararetli bir saatte çıplak
          olarak yatırıyor kuma. Ellerini ayaklarını bağlıyor. Taşlar koyuyor
          üzerine ölsün diye.
            —Muhammed’e dönme. O da diyor ki:
            —Ölsem de dönmem imanımdan. Lâ ilâhe illallah, diyor.
            Peygamber Efendimiz geçerken bunları görüyor.
            “Ya Bilal devam et. O seni kurtarır.” diyor.
            O gittikten sonra Sıddık-ı Ekber Efendimiz geliyor. O görüyor.
            Ağasına:
            —Niye bunu böyle yaptın? diyor. O da:
            —Muhammed’e döndü, diyor.
            —Bu zayıf köleden ne istiyorsun? Sat onu bana ver, diyor.
            O da diyor ki:
            —Parayla satmam.
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126