Page 153 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 153
Gülden Bülbüllere
Derviş, Allah için her işini bırakmış, Allah için dünyayı çıkart-
mış da toplanmışlar. Sizler de dünyayı çıkarttınız ki geldiniz bura-
ya. Hepiniz dervişsiniz.
Derviş az bir ibadet yapana, sofu olana diyorlar. Olmaz. Bunlar-
la ve kıyafetle dervişlik olmaz. Kürk ile post ile dervişlik olmaz.
Hâce Abdulhalik Gücdüvani Hazretleri’ne sormuşlar:
—Niçin sarık bağlamıyorsun? Niçin cübbe giyinmiyorsun?
Demiş ki:
—Sarığı hoca bağlar. Cübbeyi derviş giyer. Ben hoca değilim,
derviş değilim. Ben utanıyorum, hicâp duyuyorum. Niçin?
Sanar kim kendini bir âdem olmuş
Kıyafet düzmek ile olmuş eşrâf
Böyle buyuruyor: Kendini hoca kıyafetine sokmuş. Derviş kıya-
fetine sokmuş. Sanıyor ki kıyafeti ile adam olmuş. Kıyafet ile insan
derviş olmaz. Ancak gönlünden her şeyi atmış olacak. Derviş, dün-
yadan da geçmiştir. Ahiretten de geçmiştir. Bir dost, bir post kal-
mıştır. Post, cesedi. Dost, Allah’tır. Oturtturmuş dostu postun üze-
rine. İşte derviş budur. Dervişlik kadar yüksek bir makam yoktur.
Derviş kıyafetle olmaz. (GB2)
…
Bizim tarikatımızın kurucularından Havace Abdulhalik Gücdü-
vani Hazretleri’nin bize vasiyeti var. Bu amel onun amelidir. Bizim
hatmemiz, teveccühümüz onun amelidir. Emri ilahi ile emri Resu-
lullah ile o kurmuştur.
Bak, onun bize vasiyeti var, Ey oğul diyor:
—Şöhret kazanma, şöhrette afet vardır.
—İsmini hüccetlere yazdırma.
—Zâhirini gözetme, zâhir gözetmek bâtını harap eder.
—Camiden, cemaatten geri kalma, şol şart ile ki imam müezzin
olma.