Page 160 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 160
Altın Silsile 143
13- Ali Ramiteni K.S.
Azîzân (Ali Ramiteni) hazretleri mübarek fakirmiş, ama çok
fakirmiş. İcap ediyormuş ki gelen misafirine bir tas çorba koyamı-
yormuş. Bir gün iki tane böyle çok şahsiyetli, müridi veya müritle-
rinden hatırlı kimseler misafir olarak gelmiş. Azîzân hazretleri bu
misafirlerine böyle çok ilgi göstermiş, hürmet etmiş içeri almış.
On sekiz yaşında bir genç, Deli Yusuf, sokaklarda hopluyor,
geziyor. Böyle ameli, bir şeyi de yok. Bu genç bakmış ki Azîzân
şeyh efendi bunlara çok iltifat ediyor. Aldı içeri girdi. Bu hemen
gidiyor annesine. Diyor ki;
—Anne şeyh efendinin iki tane misafiri geldi ve şeyh efendi on-
lara çok hürmet ediyordu, iltifat ediyordu. Şeyh efendinin onlara
ikram edecek bir şeyi yoktur. Sen bir yemek pişir götüreyim, onla-
ra ikram etsin.
Annesi de demiş ki;
—Benim işim var, ben şimdi yapamam.
Bırakmamış annesinin eline sarılmış, ayağına sarılmış.
—İlla yapacaksın.
Ballı paça isminde bir yemek yaptırmış, götürmüş. O yemeği
götürdüğü zaman Azîzân hazretlerinin misafirlere ikram edecek bir
şeyi kalmamış. Mübarek için çok üzüntü sıkıntı olmuş, kendini
dışarı atmış.
Dışarı atınca o gençle o yemek elinde karşılaşmış. Demiş ki;
—Efendim tenezzül buyurun, kabul edin. Bunu validem gön-
derdi, misafirlere ikram edesiniz.
Böyle edeple, tevazuyla, usulüyle vermiş. Bu çok hoşuna git-
miş. Bu yemeği almış, dönmüş içeri misafirlere yedirmiş. Misafir-
leri yolcu etmiş. Bu o kadar hoşuna gitmiş ki o genci sokaklarda
aramış bulmuş.
—Gel oğlum buraya, demiş.