Page 15 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 15
Gülden Bülbüllere 10
Kamu varım sen oldun.
Yunus Emre ne diyor?
Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlâm seni
Havadaki kuşlar ile çağırayım Mevlâm seni
O niye öyle söylüyor? Bakmış ki dağlarda, taşlarda, nebatlarda,
bitkilerde, kuşlarda her ne varsa Allah diyor. Zikrediyor.
Kâmile her eşya olmuş bir evrâd.
Kâmil insanda öyle olmuş ki her şey ruh olmuş. Cisim gidiyor. Her
eşya zikrediyor. Lâ ilâhe illallah.
"Lâ"yı iskât eyleyenler dâim illâ "Hû" çeker
...
"İllâ"ya geçir bırakma bizi menzil-i "lâ" da
Hicrân oduna yakma şahım eyle keremi
Burada bir mürit, tasavvuf ehli râbıtaya müracaat ediyor. "İllâya geçir
bizi." Bırakma menzil-i "lâ"da. Hicranın daha büyük. Kerem eyle.
Bize iyilik et, kerem et de ayrılıkta bırakma. Ayrılık büyük bir ateştir.
Lâ'da bırakma bizi. Evvel Allah, zâhir O, bâtın O. Zâhir de olsa biz
O'nu göremiyoruz. Bizim varlığımız perdelemiş O'nu. Biz
varlığımızdan kurtulacağız ki O görünsün.
Onun için illâ'ya geçir bizi bırakma lâ’da. "Lâ" hâşâ Estağfirullah, var
olan Allah'ın yokluğudur. Bu arada Allah'ı göstermeyen ne oluyor? Bu
eşya, senin benim varlığım. Sen ben varlığından geçince eşyanın
varlığından da geçiyorsun. Sen de bir aynasın. Eşya da bir ayna. Neyi
gösterir? Cisimleri gösterir. Kendini gösterir.
Bu berzâh âlemin geç gör neler var
Eriş nûra ki sende kalmaya nâr
Olursun âlem-i ruhtan haberdar
Burada bize zarar veren benliğimizdir. Anasır-ı zıddıyetimizdir.
Noksan sıfatlarımızdır. Nur ise ruhumuzu makamına ulaştırmak.
Bunun esası da şeriat, tarîkat, hakikat, mârifettir.