Page 17 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 17
Gülden Bülbüllere 12
Ama yanarmış. Bunu gören var mı? Biz bilemiyoruz. Göremiyoruz.
Gören, bilen var mıdır? Vardır. Senin ciğerinin yanmasını biz
bilemeyiz ama onu erbabı bilir. Evliyaullah bilir. Zaten O yakıyor.
Yakan O. Niye yakıyor? Seni varlığından kurtarıyor. Seni cânâna
ulaştırıyor. Senin varlığın bir benliktir. Ayrılıktır. Allah'tan ayrılığın
senin varlığındır. Senin varlığın, Allah'tan ayrılık. Varlığından
kurtulsan Allah'a ulaşırsın. Varlığından nasıl kurtulacaksın? Parça,
parça etsen yok olmaz. Ateşe atsan yok olur.
İşte bu cisim nerede? Bizim varlığımızda. Evlat, makam, rütbe, ilim
hepsi bizim varlığımız. Bilgimiz mârifetimiz. Hepsi cisim. Cisimleri
ateşe atıp yakarsak yok olur. Kalpteki cisimleri ne yakar? Allah ateşi
yakar. Resulullah aşkı yakar. Meşâyih aşkı yakar. Onun için diyor:
Ciğer yandı kebap oldu yürek kanı şarap oldu
Gönül şehri harap oldu seni arayı arayı
Bir başka Kelâm-ı kibâr:
Aşık olanın ciğeri yanar da pişer de
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve şerde
Görün nice mahbub-u Hüda var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve şerde
Ama bunu kimse bilmez. Erbabı bilir. Nasıl ki Peygamber Efendimize
şikayet ettiler.
Neyi şikayet ettiler?
Mekke'den Medine'ye hicret etmişler. Medine küçük bir yer. Mekke'ye
karşı çok küçük. Orada kalabalık olunca kıtlık oldu. Yemek, yiyecek
yetişmedi. Hz. Ebubekir Efendimizin kapısından geçenler et, kebap
kokusu alıyor. Herkes ekmek bulamıyor, aç. Onun kapısından geçen
kebap kokusu alıyor. Resulullah Efendimiz'e şikayet ediyorlar.
—Ya Resulullah senin sâdık arkadaşın her gün et pişiriyor. Biz ekmek
bulamıyoruz. O et yiyor, diyorlar.
Resulullah inanmıyor.
— Bunda bir yanlışlık var, diyor.
Israr ediyorlar:
—Her gün kokusu geliyor. Dumanı görüyoruz, diyorlar.