Page 12 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 12

Aşk ve Mahviyet                                                      7
          mülhimede  tamamen  noksan  sıfatından  kurtulamamıştır.  Beraat
          etmemiştir. Ta ki nefsi mutmainneliğe geçinceye kadar.
          İnsanlar meşâyihsiz tarikatsız nefsi mutmainneliğe geçemez.
          Nefs-i  emmâre:  Nefs-i  emmarede  79  ahlakı  zemime  dolu.  Nefs-i
          levvâmeye geçince yarıya düştü. Ahlâkı zemimelerin bir kısmını atmış
          oluyor,  ahlâkı  zemimeleri  azaltmış  oluyor.  Her  bir  ahlâkı  zemime
          gidince yerine ahlâkı hamide, her bir çirkin ahlâk gidince yerine güzel
          ahlâk geliyor. Ne zaman ki 40 tane ahlâkı hamide oluyorsa, yarıdan bir
          fazla  ekseriyet  bir  tarafa  geçiyor.  O  zaman  ruh  inkılâp  yapabiliyor.
          Nefsi aşağılanıyormuş. O zaman ne oluyor? Yine nefis ölmez. Ancak
          79 ahlâkı hamideyi elde eden bir insan yani bu cesedi nefisten kurtarıp
          ruha teslim etmek için inkılâp yapan insan ne oluyor o zaman?
          "Mûtû  kable  entemûtû"  sırrına  mazhar  oluyor  ki  noksan  sıfatlardan
          beraat  ediyor.  Noksan  sıfatlardan,  kemâl  sıfatlara  geçiyor.  Zaten
          noksan  sıfatlardan  kemal  sıfatlara  geçiyorsa  o  zaman  "Mûtû  kable
          entemûtû"  sırrına  mazhar  oluyor.  Halbuki  nefis  ölmez.  Bir
          peygamberin de nefsi vardır. O da beşer, o da bir kul. Yemesi var.
          Peygamberler  yerlermiş,  içerlermiş,  uyurlarmış,  hasta  olurlarmış.
          Velilerde de bu var, insanlarda da bu var. Demek ki nefis ölmüyor.
          Onların nefisleri ne olmuş? Islah olmuş. Nefisleri ıslah olmuş. Nefis
          anasır-ı  zıddiyettir.  Anasır-ı  zıddıyet  değişmiş.  Ceset  var  ya,  dört
          maddeden  yapılan  ceset.  Su,  ateş,  toprak,  hava  bunlar  değişiyor.
          Bunların hammaddeleri has maddeye dönüşüyor. Hammaddeden, has
          maddeye dönmek için şeriat, tarîkat, hakikat var. Şeriatsız, tarîkatsız
          bir insan hakikate geçemez. Tarîkattan hakikate geçince bir insan, bu
          hammaddeleri  atıyor,  veyahutda  bu  hammaddeleri,  çeviriyor  has
          maddeye. Bakın:
            Bilinmez âlemin sırrı nihândır
            Dört şâhın hükmüyle döner cihandır
            Ârif olanlara özge seyrândır
            Kâmile her eşya olmuş bir evrâd
          Evrat:  Zikir.  Bu  kelâm  buyrulmuş  "Bilinmez  alemin  sırrı  nihandır."
          Nedir  bu?  Vücudumuzun  sırrına  aklımız  ermiyor.  Ruhumuzu
          bilemiyoruz.  Ruhumuz  var.  İnkâr  edebilir  miyiz?  İnsanın  hayatı
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17