Page 157 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 157

Gülden Bülbüllere                                                   152
          —Biz yolcuyuz, arkadaşız. Artık burada kölelik, halifelik, ağalık kalktı,
          kaldırdım ta ki Şam'a girinceye kadar.
          Bineği bir tane deve, sırayla binecek.
          —Bir  saat  sen  bineceksin  bir  saat  ben,  beş  saat  sen  bineceksin  beş
          saat ben.
          Böyle sırayla binerekten gidiyorlar. Şam'a gireceği zaman köleye sıra
          geliyor. Köle diyor ki,
          —Efendim  Şam'a  giriyoruz  sahabeler  de  orada,  yeni  Müslümanlar
          Şam'ın halkı da var, hepsi sana karşı gelirler ben devede olur mu? Sen
          bin.
          —Yok, hayır, diyor. Sen de bir köle ben de bir köle. Allah'a karşı sen
          de bir köle ben de bir köle. Sıra sana geldi sen bineceksin, diyor.
          Köle  devede  Şam'a  giriyorlar.  Şamlıların  hepsi  elini  öpmek  için
          devenin yanına koşuyorlar köle feryat ediyor. Diyor ki,
          —Yahu ben halife değilim, halife O.
          Askeriye  deyince  erin  giyimi  başka,  generalin  giyimi  başka;  erin
          elbisesi,  yemesi  başka  değildir.  Ancak  burada  bir  görev  var,  bir  de
          rütbe  vardır.  Yaşantıya  gelince  er  de  mareşal  de  birdir.  Maneviyatta
          böyle, zahir gibi değil.
          ….
          Evet, ihvanları seveceksiniz. Meşayihimizin en çok hoşuna giden, ona
          sevilmemiz için, biz de ihvanları seveceğiz.
             •  İhvanlar birbirini sevecek,
             •  Birbirinde kusur görmeyecek,

             •  Kimseyi incitmeyeceğiz,
             •  Kimseden de incinmeyeceğiz.
          Bir incitmemek var, bir de incinmemek var. Kimseyi incitmediği gibi
          kimseden de incinmeyecek. Çünkü niçin?
          Birisinde  olur,  imtihan  için  olur,  veyahut  da  her  ne  kadar  gelmiş
          tarikata girmiş ama tarikatı anlayamamış, bilememiş sana eliyle diliyle
          hoşuna gitmeyen bir söz yapmıştır, belki seni incitmiştir, kırmıştır. Sen
   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162