Page 158 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 158
Aşk ve Mahviyet 153
ona kırılırsan eğer içinde ona bir kin olur. Bu kin de seni terakki
ettirmez.
Bizim için en büyük gönlümüzü meşgul eden, bizde gönül kârıdır.
Hep kârı, kemali gönlüne bağlamıştır, kalbe.
Kalbinizden Allah'ı unutmayın, Allah'ı zikredin. Allah sevgisi, Allah
zikri, Resulullah sevgisini gönlünüzden eksik etmeyin.
Ama insanda kin olursa, kin olunca onu ne yapar?
Kin o muhabbeti, kalbi meşgul eder. Demek ki o zaman kimseden
incinmemek için, kimseye kin de tutmayacağız. Zaten Cenabı Hakk’ın,
Allah'ın indinde en çok hoşuna giden de budur.
Duada bak: “Allahümme inneke afüvvün kerimün tuhibbul afve fağfü
annî” Bu çok makbul bir duadır.
Bunun Türkçe meali şöyle: Ya Rabbi sen affedicisin, affetmeyi
seversin; affedenleri de seversin, beni de affet.
Demek ki Cenabı Hak affedici olduğu için affedenleri de seviyor.
Affetmek için kimseden incinmeyeceğiz. Olur, adam seni diliyle eliyle
belki incitmiş olur veya bir hakkına tecavüz etmiş olur. Bunları
gönlünden çıkaracaksın, affedeceksin, bağışlayacaksın. Niçin?
İyiliğe iyilik insanların kârı. Her insan yapabilir. Birisinden iyilik
gördüğünde, şu adam şurada şu iyiliği yaptı. Ben de onun iyiliği
karşısında bir iyilik yapayım der.
Kötülüğe iyilik ariflerin kârı. Arif olmak için insan hakikate ulaşacak.
Hakikate ulaşmak için tarikatı olacak.
Tarikatı olmayan hakikate ulaşamıyor, hakikate ulaşamayan arif
olamıyor.
Bak şeriat, tarikat, hakikat, marifet var.
Arifler var, arifler marifete ulaşanlar, arifler marifete ulaşanlar ki
Teveccühte okuyoruz ya:
"Ve İla Kutbul arifin" Arifin ne?
"Sultani evliyayı vel aşıkin" kim bu?
“Ruhul hakikeyni necnül haseneyni ebi Muhammedin eş şeyh
Abdülkadiril Ceyli”