Page 160 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 160

Aşk ve Mahviyet                                                     155

          Gülden Bülbüllere 4-10

                        Kendini kendi göre kendi bile
                        Bakısın edemezem gelmez dile
                        Aşk anındır âşık oldur maşuk ol
                        Ahir andan ana varır cümle yol
          Hâlbuki burada aşk var, âşık var, maşuk var. Aşk bir kelime, maşuk
          bir kelime, âşık bir kelime değil mi bunlar? Burada,
          Maşuk sevilen,
          Âşık da seven,
          Aşk da ikisinin arasında olan sevgi.
          Aşk da onun, âşık da O, maşuk da O, hepsi O.
                        Ahir andan ana varır cümle yol
          Bu  da  Allah’ın  "Kalû  inna  lillahi  ve  inna  ileyhi  râciûn”  Allah'tan
          geldik, Allah'a döneceğiz, buyurmasıdır.
          Ama Allah'tan insanlar bir vasıtayla gelmişler Allah'a yine bir vasıtayla
          giderler. O vasıtayı bulmak lazım. O vasıtayı bulmazlarsa gidemezler.
          Bütün  bu  insanlar  cismen  Allah'tan  gelmiştir  ve  hepsine  de  Cenabı
          Hak bir ruh üflemiştir, o cesede indirmiştir, kondurmuştur.
          Fakat bütün cismen gelmek var, cismen gitmek var; ruhen gelmek var,
          gitmek  var.  Cismen  bütün  insanlar  zengini  fakiri,  ağası  kölesi,  âlimi
          cahili,  sakatı  sağlamı,  inanan  inanmayan,  genci  kocası…Ölen  hep
          cismen gidiyorlar.
          Bunlar nereye gidiyorlar, Allah'a mı gidiyorlar?
          Toprağa gidiyorlar.  Bu ceset göğe  çıkıyor mu? Ölen cesetler  nereye
          koyuluyor? Toprağa koyuluyor.
          Bu mudur Allah'a gitmek?
          Hayır.
          Ceset midir Allah'tan gelen?
          Cenabı Hak "Biz Âdem'i topraktan halk ettik, kendi ruhumuzdan ruh
          üfledik." buyuruyor, değil mi?
          Allah'tan gelen ne?
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165