Page 208 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 208

Aşk ve Mahviyet                                                     203
          de kalkmış onlara biraz hürmet etmiş. Oturmuşlar hal, hatır sormuş.
          Ondan sonra cemaat sükûta varmış. O arada cemaat zaten sükût. Pîr-i
          Sâmî Hazretleri de onlarla meşgul olunca sohbeti kesilmiş. Sormuşlar,
          —Efendim neyle irşat ediyorsunuz?
          Demiş ki mübarek,
          —Şu  ayakta,  eller  göğsünde,  boynu  bükük,  duran  derviş  bir  saattir
          duruyor, siz de böyle durun irşat edeyim, demiş.
          Onlar ikisi birbirine bakmışlar. Birbirlerine,
          — Kalk kalk gidelim, bu, adamları kandırıyor, demişler.
           Kalkıp gitmişler.
          …..

          İşte onun için bu tarikatın amelleri bütün, Peygamber Efendimiz’den
          geliyor. Bu ise zaten Tarikat-ı Muhammediye’dir.
          Tarikat-ı Muhammediye, Şeriat-ı Muhammediye var değil mi?
          Şeriat-ı Muhammediye nübüvveti, zâhir ulema, zâhir şeriatıdır.
          Tarikat-ı  Muhammediye  de  Peygamberimizin  velâyetinden  gelendir.
          Velâyet  yönüyle,  velâyet  yoluyla  gelen,  velâyetlerden,  yani  bâtından
          gelendir.
          Zâhir ulema var, bâtın ulema var.
          Zâhir ulema kim? Zâhir ulema hocalar, müftüler, vaizler.
          Bâtın ulema kim? Bâtın ulema da meşayihler.
          Fakat bunlardaki fark nedir?
          Bunlardaki fark, bâtın ulema ledünni ilmini okumuştur. Zâhir ulema
          ledünni  ilmi  okumamıştır.  Bâtın  ulema  o  kitaptaki  bildiklerini
          unutmuşsa (çıkarmışsa) ledünni ilmini okumuştur. Eğer unutmadıysa
          okumamıştır. Çünkü bu niye böyle oluyor?
          Veysel Karani Hazretleri’ne, Peygamber Efendimiz’in onun hakkında
          çok meth ü senaları var. Ona ümmetin büyüğü, diyor. Hatta hadis-i
          şerifinde  “Nefesü’l-Rahman  gıbalil  Yemen.”  buyuruyor.  Halbuki
          Veysel Karani Hazretleri ile Peygamber Efendimiz zâhirde birbirlerini
          görmemişler,  hiç  görüşmemişler.  Ama  maneviyatta  da  bir  saniye
   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213