Page 244 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 244
Aşk ve Mahviyet 239
Her şeyin zıddiyeti var. Allah aşkının sevgisinin yanında hiçbir sevgi
barınamaz.
Bütün sevgiler bir taraf, Allah sevgisi de bir taraf.
O da onun zıddıdır. Allah her şeyi zıddiyetli halk etmiş.
Zaten Cenabı Hakk’ın böyle bir emri vardır: “Biz insanlarda bir tane
kalp halk ettik, iki tane halk etmedik.” ki birine dünyayı koysun, birine
bizim sevgimizi koysun. Bir tanedir. O bir tane kalbini dünya ile
meşgul ederse biz yokuz orada. Eğer bizimle meşgul ise dünya
giremez oraya.
Allah'ı unutmamak için Allah'ı çok seveceğiz. Öyle ki Allah'ı
unutmayalım. O sevgiyle kalbimizi dolduracağız, kalbimiz dolacak ki
boşluk olmasın oraya daha başka bir şey girmesin. Onun için,
Âteş-i aşkınla yandır Sâlih'i
buyurmuş. Yani bende olan bu sevgini çoğalt, kalbimde çoğalt ki bu
sevgi beni ihâta etsin. Varlığımı yok etsin.
Nasıl ateş cisimleri yok ediyorsa o sevgi de benim varlığımı, benim
benliğimi yok etsin.
İnsanlarda cüzî irade var, küllî irade var.
Küllî iradeye geçen kimlerdir? Âşıklardır.
Evet, ilim de var, amel de var.
İlim, amel de irade ile oluyor.
İrade ile ilim elde ediliyor, irade ile amel elde ediliyor. İrade de çok
kıymetlidir bizim için.
Bizim için iradede iki türlü aldanma var. Ama şeriatı olan, tarikatı
olmayanlardaki aldanış şudur: Cüzî iradesi farzdır. Eksiklik bırakırsa
ne olur? Küfre götürür insanı. Allah'ın azabına girer, rahmetinden
uzaklaştırır.
Ama tarikata geçince iradeye sahip olmak da nimetine ulaştırmaz,
yolunu tamamlamaz, yolunu eksik bırakır.
Bu yol nedir? Şeriat, Tarikat, Hakikat, Marifet.
Bir insan hakikate ulaşamazsa yolunu tamamlamış değildir. Hakikate
ulaşmak için tarikatı olacak.
Tarikatta da işte şu vardır ki: Aşk.