Page 257 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 257

Gülden Bülbüllere                                                   252

          Gülden Bülbüllere Teveccüh Sohbetleri-15

                 Her kim ki şeyhini hak bilmedi, Hakk’ı dahi bilmez
          Şeyhi hak bilmeyen Hakk’ı bilemez.
                 Yok eylemeyen varını maksuduna ermez
          Burada  varlık  denilince  soy,  mevkî,  apartman,  köşk,  fabrika,
          gayrimenkul,  arazi  bunlar  değil.  O  ilim  de  bir  varlıktır,  ondan  da
          geçilecek. Amel de bir varlıktır, ondan da geçilmesi lazım.
          İlim ne yapıyor? Evet, ilim çok kıymetli ama bir noktaya kadar onun
          kıymeti  vardır.  O  noktada  durur,  oradan  geçilmez.  Amelin  de  bir
          makamı  vardır,  bir  noktası  vardır,  bir  sınıra  kadar  götürüyor.  O  da
          orada onu bırakıyor, o da geçiremiyor.
          Ancak  ve  ancak  sınırları  geçmek  için,  Allah’a  olan  bütün  perdeleri
          kaldırmak  için,  ilmi  de  atacaksın,  ameli  de  atacaksın.  İlimden  de
          geçeceksin, amelden de geçeceksin.
          Ama  senin  ilmin  var,  âlimsin  sen,  ilminden  geçemezsin.  İlmin  seni
          aşağı  düşürmez,  ilmin  seni  yükseğe  kaldırır.  Halbuki  burada  Cenabı
          Hak ne buyuruyor? “Her kim ki Allah için alçalırsa biz onu yükseltiriz.
          Her  kim  ki  tekebbür  sahibi  olursa  onu  da  hakir  ederiz”  Tekebbür
          sahibi  olmak,  kendini  beğenmek,  yüksek  görmektir.  Ama  alçalmak
          demek, tevazu demek. Ne kadar âlim olursa olsun, ne kadar ilmi var
          ve Fatiha’yı bilmeyen birinden kendini aşağı görürse, o alçalıyor. Her
          kim ki Allah için alçalırsa onun ilmi ona mani değildir. O hiç Fatiha’yı
          doğru dürüst bilmeyen bir kimse var. Ama Allah onun kalbinde bir
          inanç halk etmiş, tam inanıyor, anlaşıldı mı efendim. O da yükseliyor.
          Ondaki  olan  iman  cevheri,  inancı  onu  yükseltmiştir.  Ama  onu
          yüksekliği  görülmez.  Bu  bâb’ta  Yunus  Emre  ne  buyurmuş?  Bazı
          kelamlar var rumuzludur.
                 Bir sinek bir kartalı
                 Kaldırdı çaldı yere
                 Yalan değil gerçektir
                 Ben de gördüm tozunu
   252   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262